"Büyük İskender" / "Alexander The Great" olarak tanınan Makedonya kralı III.Aleksandros'a dair dönemin birebir tanığı olan birilerinin yazdıkları eserler günümüze ulaşmamıştır (yazıt filan var). İskender MÖ 4.yy insanıdır, Arrian MS 2.yy. Fakat kaynaklarını belirterek yazan bu güzel insan sayesinde böyle birincil kaynaklar olduğunu öğrenebiliyoruz: Arrian daha söze başlarken Ptolemy (Aleksandros'un generali ve sonraki Hellenistik Mısır'ın kralı) ve Aristobulus'un isimlerini zikrederek, eserini bunların yazdıklarına dayanarak yazdığını söyler, eserin içinde yer yer başka isimleri de anar, "bu böyle anlatıyor, şu şöyle söylüyor" diye güzel güzel aktarır.

Görece objektif bir abimizdir, o kadar zaman sonra Hellenistik dönem bitmiş iken Aleksandros'a yalakalık yapacak bir durumu yoktur. Kötü olayı da anlatır, aşırıya kaçtığı yeri de söyler(Zaten bir zahmet söylesin, herif Persepolis'i yakmış). Tabii antik çağdan bir "eleştirel/aşağıdan tarih" de beklememek gerekir.

Savaş anlatımları çok iyidir. Tir/Tyre kuşatmasını bilhassa tavsiye ederim. Bu vesileyle eserin Wikisource linkini de buraya bırakalım (bu bölüm ve önceki-sonraki birkaç bölüm Tyre): https://en.wikisource.org/wiki/The_Anabasis_of_Alexander/Book_II/Chapter_XVIII

İçine zorlama seks, meks katılmış "tarihi romanlar", savaşları Tsubasa maçı gibi gösteren prodüksiyona abanmış Amerikan filmleri, boktan Yutub şeyleri yerine direkt bunları okusak, çocukların kitaplarına pasajlar koysak, hatta bu adamlar kendilerine ne diyorlardı, bakın aslında ismi şöyle yazılıyor, özel isimlerin Yunancası, Latincesi falan derken ufaktan hümanist eğitim olaylarına girişler yapabilsek ne güzel olur idi. İlber Ortaylı olsa o da böyle ister idi. Klasikçiler bu devirde böyle isyanlarda bulunur ise haklıdırlar bence.