• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (8.00)
Yazar sunay akın
istanbul'da bir zürafa - sunay akın
ii. mahmut'un tahtta oturduğu 1823 yılında, istanbul limanı'na yanaşan bir gemiden indirilen yükler arasında, bir de zürafa vardır. mısır valisi mehmet ali paşa'nın padişaha armağan olarak gönderdiği zürafa, kendisini ilk kez gören istanbullular'ın şaşkın bakışları arasında çinili köşk meydanı'na getirilir.

zürafa, padişahın 27 kasım günü buyurduğu fermanla görücüye çıkar. hayvanın ağaçların yapraklarını yiyişi hayranlıkla izlenirken, habeş ahmet ağa hazırladığı senaryoyu başlatmak üzere bağırır: "zürafa müteyemmen ve mübarek bir hayvan olup onu eliyle tutarak bir kere gezdiren müslüman yeryüzünde hiçbir zarar ve ziyan görmez." sonra da, hayvandan çok korkan abdi bey'e doğru bakarak şunları söyler: "haydi, müslüman olan gelsin, zürafayı şöyle bir gezdirelim. kim bu hayvanı gezdirirse cennete gidecektir."

padişahın "memuldür" sözü üzerine kendini eller üstünde bulan padişahın küpeli çavuşu abdi bey, zürafanın üstüne oturtulur. abdi bey'in yalvarmalarından, yakarmalarından korkan zavallı hayvan huysuzlanarak ishakiye köşkü'ne doğru koşmaya başlar. bu sırada abdi bey'in padişaha seslenişi duyulur: "ahret hakkını helal eyle efendimiz. ilk menzilimiz ecel beşiğidir. işte bindim gidiyorum. elveda."
büyük olasılıkla "bindim bir alamete, gidiyorum kıyamete" sözü zürafa sırtındaki abdi bey tarafından söylenmiştir...

Bu başlığa bugün yorum yapılmamış.