1. yıllarca ortamlarda yapılan tüm "istiklal çok bozdu yea" "uf kitlesi çok kalitesiz ama" "kadıköy daha güzel abi" muhabbetlerine rağmen inatla sevmeye ve gitmeye devam ettiğim, istanbul'un benim için en güzel ve renkli parçalarından biri istiklal caddesi. hala yağmurlu bir günde, öylesine bir pazar sabahında ya da ne bileyim bir cuma akşamüstünde yürümekten, kitapçılarında saatlerce dolanmaktan ya da ara sokaklarındaki güzel kafeleri, lokantaları keşfetmekten delice keyif alıyorum. şimdilerde bu toz toprak içinde darmadağın ve gittikçe grileşen halini gördükçe eski bir dostumun gözlerimin önünde eriyip gidişini izliyormuşcasına içim acıyor.
    çok yazık, böylesine güzel, özel ve binlerce hikayeyle dolu bir değer hırslarında boğulan bir hükümetin elinde başarısız politikalarla yitip gidiyor. önce sembolik önemi olan yerlere saldırarak kimliğinden ve insanlarından koparmaya çalıştılar, örselediler ve istenen amaca ulaşamayınca çürümeye terk ettiler. bu "benim değilsen kara toprağın ol" mantığı değildir de nedir? bir daha eskisi gibi büyük bir keyifle bir aşağı bir yukarı yürüyemeyeceğim diye çok korkuyorum.
  2. bugün oradaydım.biraz düzelme var gibi hissettim.ama sıkıntılar yok mu elbette var hala.düzeltilir umarım zira istiklal caddesinin havası çok farklıdır.çünkü her milletten insan cümbüşü var burada.
    beyoğlu belediye başkanını gördüğüm ve istanbulun en pahalı dükkan kiralarına sahip olan caddedir.