• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (4.50)
Yazar kemal varol
jar - kemal varol
birbirinden nefret eden iki yaşlı adamın etrafında dönen cayırtılı hikâyeler… yatağını arayan, su gibi kıvrıla kıvrıla akan hayatlar… kemal varol’un neşeli gevezeleri, öfkelileri, biçareleri, mesel içinde mesel olan habaset teferruatları, figüranları, şehrin sineması… taşranın dermansızlığı, taşranın keçi inadı… harareti ve hengâmesi… renkleri…

jar, masalsı, büyülü ve yalın bir roman… bir arkanya romanı… kemal varol’un ilk romanı.


  1. jar, kemal varol'un ilk romanı olmasına rağmen ben yazarı haw ve ucunda ölüm var romanlarıyla tanıdığım ve yeni baskısı ancak bu yıl basıldığından jar'ı ancak okumaya fırsat buluyorum. arkanya kasabasına ilk okuduğum roman olan haw'dan aşinalığım var, üstelik kemal varol çok sevdiğim bir yazar ancak ilk roman okuma heyecanı da bir başka.

    "Yaşlanmak ıslah etmemişti iki meçhul adamı. Arkanya’daki iki ayrı meyhanenin bahçesinde oturmuş nefret dolu bakışlarla birbirlerine bakıyorlardı günlerdir. Aralarına sımsıkı bir ip gerilmiş gibi ölüm kokan gözlerle zamanı kolluyorlardı. Upuzun bir caddenin ikiye böldüğü tozlu yoldan gelip geçen insanların bakışlarına aldırdıkları yoktu.

    Masanın üzerine koydukları sabırsız ellerini habire tıkırdatıyor, ayakları bir anda ileriye atılmak için sandalyelerin altında aralıksız sallanıp duruyordu. Vakit yaklaşıyordu. Çok yakında, yüreklerindeki cerahati söküp atamamış iki yaşlı adam, ağır ağır yerlerinden doğrulup epeydir iki ayrı yakasında bekledikleri yolun tam ortasında buluşacak ve büyük ihtimalle biri ölecekti."

    bu arada kemal varol, malum khk'lerden biriyle açığa alınmış edebiyatçı bir öğretmen olduğunu da belirtmeden geçmemek lazım.

    not: kemal varol, 25 kasım'da işine iade edilen 6007 öğretmenden biri oldu. güzel haber bu karanlık ortamda. eşeğimizi kaybedip kaybedip bulmaktan bir hal olduk.
  2. "şarkılar kendi nağmesini değil, herkesin içindeki eski bir yaranın hikayesini dile dökerdi."

    "bir erkek için en zor şeylerden biri, bir kadına iyi gelmediğini bilmekmiş galiba."

    "zaten zaman denilen şey bir masalın farklı biçimlerde tekrar etmesinden başka neymiş ki. iki insan bir masalın iki ucundan tutup zamanı çekiştirirmiş boyuna. kendilerinde kalan parçaya da hatıra dermiş."

    "her kadın saçının ayrı bir hikayesi vardır."

    "erkek saçları bir boka yaramaz, o yüzden bir çük parçası gibi kesip atılır. erkekler, bir tek zekerlerinden koparılan o gereksiz parçaya yanar."