1. genel tanımının yapılamayacağı, yapılmasının anlamsız olacağı şeylerden biri.

    erkek böyle yaşar, kadın böyle yaşar. oldu. aldım siparişi.
  2. sosyal iliskilerin erkek ve/veya kadin olarak degerlendirilmesi bence cok dogru degil. zira hicbir algi kadin ve erkek olarak sinirlandirilamaz. egitim, yas, sosyal ve etnik yapilar tamamen farkli yargilar olusmasina sebep olur.
  3. kadın erkek olarak değil de durumu daha yaşanması gereken şeyler var ilişkisi vs bitmiş ilişki diye ayırmak daha mantıklı bence. daha yaşanması gereken şeyler var durumunda uzun süre dolduramazsın o boşluğu, etrafında alternatifler çokken sadece o kişiye saplanırsın, yanlış kişi olduğunu bilirsin ama istersin işte neyseki mantığın hala nefes alıyordur ve kontrol onun ellerindedir çok şükür. diğer durumdaysa bitmesi gerekiyordu bitti, ayran gönül fora (bkz: .)
    r2-d2
  4. nazım hikmet'in çok sevdiğim bir şiiri vardır. ölmeden önce sevgilisi vera'ya yazdığı bilinir. şiir şu:

    "gelsene dedi bana
    kalsana dedi bana
    gülsene dedi bana
    ölsene dedi bana

    geldim
    kaldım
    güldüm
    öldüm "

    nazım bu şiiri yazdıktan kısa bir zaman sonra ölür rusya'da. türkiye'de ise erkek bu şiiri okur. kadın gider, kalır, güler ve ayrılınca "ölür". erkekse bu şiiri bir başkasına okur.
  5. kadın gider sinirleniriyle iyice oynar erkeğin. ayrılma cesaretini göremez kendinde. erkeğin damarına basar basar durur yani. erkekte ne halin varsa gör der ayrılır. zaman geçince erkek ayrıldı diye sorumluluğu erkeğin üstüne atar. ''değmezmişsin, sen istemedin mi böyle olmasını'' gibi şeyler der durur.
  6. ilk başta kadın eksik hisseder, yalnız hisseder; erkek rahatlamış ve özgür hisseder. ama sonra kadın rahatlamış ve mutlu hissederken erkek bir zamanlar sevdiği kadını geri ister.
  7. genellemenin doğru olmadığına katılmakla birlikte; erkeğin başlarda daha pervasız ve özgür davrandığını, sonradan ise çöktüğüne bir çok defa şahit oldum. (ben de dahil olarak.) kadınlarda ise süreç tam tersine işliyor.

    ancak en başta dediğim gibi genellemek çoğu zaman yanlış olur. zira kişilerin birbirine karşı olan bağları, anıları ve buna benzeyen her kavram kendi başına bir derinlik oluşturur. haliyle epey karmaşık bir yapıdır.

    sanırım en güzeli bütün süreç tamamlandıktan sonra biraz buruk dahi olsa bir parça tebessümle hatırlayıp, sessiz sessiz hayata devam etmektir. öyle naif duygu yığınları velhasıl.