1. konuşmanın içeriğini okudum. şöyle bir şey:

    "bugün sizler geldiniz, kadınlar ağırlıklı olarak geldiler, şeref verdiniz, onur verdiniz, başımızın üstünde yeriniz var. sizler geldiniz diye, türkiye büyük millet meclisinin ses sistemini, bizim buranın ses sistemini bozdular sesimiz duyulmasın diye. ve daha ilginci, meclis televizyonunu kapattılar, kimse görmesin diye. meclis başkanına sesleniyorum: sende onur varsa, sende kimlik varsa, sende ahlak varsa bunu yapan adamı çıkarırsın mecliste kapının önüne koyarsın; yoksa bütün suçlamaları sana aynen gönderiyorum. parlamentoya sahip çıkmayan, parlamentonun onuruna sahip çıkamaz. parlamentoda bir siyasal partinin her hafta düzenlediği bir toplantıyı sabote edene ses çıkarmayan, arkasında duran kişiye meclis başkanı denemez. hele hele kadınlardan korkan birisine erkek hiç denemez."

    lafın orasını burasını cımbızlayarak laf ebeliği edecek de değilim kılıçdaroğlu aslında şöyle biri diye güzellemelere girişecek de.

    bunun gibi laflara bilinçli bir beyandan daha çok gaf ya da talihsiz söylem demek bence daha doğru. sonucu değiştirir mi? sanmam. hele ki siyaset yapma iddiası taşıyanların dilinden çıkmışsa affı olmaz.

    öte yandan kılıçdaroğlu'nun anlatmak istediğinin "kadından korkan, şöyle höt dedi mi oturtamayan adama erkek mi denir" gibi bir içeriği falan yok. ama ne acı ki bir kez daha ummadığımız dağlardan gelen kar içinde bir taş parçasıyla vuruyor kafamıza. kendini, erkini, erkekliğini yani sıfatını yine kadına 'karşı' konumlanarak test etme ve doğrulama derdine düşüyor. yüzyılların öğretisinin devamı...

    görüyor ve arttırıyorum o zaman; madem karşıtlıklar üzerinden kuracağız karşı cinsle ilişkiyi, madem eşit ve yan yana bakamayacağız; o zaman kadından korkmayan adamın aklından şüphe ediniz.
    mesut
  2. abi
  3. cımbızla konuşmanın içerisinden çekilmiş bir kılıçdaroğlu açıklaması.
    kemal kılıçdaroğlu tam pişemedi bir türlü. ruhunda bir sakinlik var, sinirleri alınmış ama bu durumu avantaja çeviremiyor söylemini yaparken iki kere düşünmüyor. kurt siyasetçi olamadı. bu talihsiz gaf'ı, siyasete ilk çıktığındaki bir söylemini hatırlattı. "bizim onlar gibi havuzlu villalarımız olmayacak" demişti. bahsettiği onlar mal mülk zengini, hesaplarında saymakla bitiremeyeceğimiz milyar dolarlar var. oysa kılıçdaroğlu bir hata yapmıştı. hasbelkader havuzlu bir kooperatif'e girmiş. daha inşaat halinde, kabası bitmiş. hemen kendisine karşı koz olarak kullanıldı. siyasetçi söylemlerine dikkat edecek, oyunu kuralına göre oynayacak. aynı kılıçdaroğlu parti minübüsünde de bir vatandaşa bozkurt işareti yapmıştı. bu söylem de bundan ibaret. kılıçdaroğlu bir ecevit olamayacak belki, ecevit'i ecevit yapan sadece kıbrıs değildi, bir konya mitingi vardır misal, meydan inanılmaz dolu, "chp sesleri" yükseliyor, yanlış anlaşılmasın bahsettiğim yer muğla değil konya. youtube'da videosu vardı, duruyor mu bilmiyorum. konya'da % 50 üzeri chp oy almayı başarmış. kılıçdaroğlu'na dönersek bu cımbız söylemlerin tartışılması çok da bir şey ifade etmiyor, yazının ucu kılıçdaroğlu'nda liderlik vasfı yok'a doğru gittiğinin farkındayım ama zaten kimde var ki? o vasfa sahip bir başkası için chp bir yüzyıl daha bekleyecek belki. bu kaderi yaşamakta bu toplumun kısmetiymiş diyeceğiz. bahsi geçen kişileri bir daha tanıyalım.

    kılıçdaroğlu ecevit
  4. ön yargılı olduğumu akp üyelerinden biri söylese çok farklı yorumlayacağımı kabul ediyorum.

    konuşmanın tamamına bakınca kadınların ilerlemesini istememek gibi bir anlam çıkardım ben. iyi bir şey söylemek isterken yanlış kelimeler seçilmiş, cinsiyetçi bir tavır oluşturulmuş. ne kadar iyi bir siyasetçi olduğu tartışılsa da kemal kılıçdaroğlu son derece naif bir insan, cinsiyetçi bir söylemi bu şekilde kullanacağını sanmıyorum.
  5. yanlış anlaşıldığını düşündüğüm kemal kılıçdaroğlu beyanı.

    öncelikle antipolitik (apolitik değil evet, antipolitik) bir insan olduğumu ve tüm siyasetçilerin aynı şeye hizmet ettiğini düşündüğümü belirteyim.

    lakin burada kemal kılıçdaroğlu'nun "kadınlardan korkmak" ile bahsetmek istediği şey aslında kadınların varlığından hoşlanmamak, onları insan yerine koymamak.

    tam anlatamıyorum şimdi ama buradaki "kadın korkusu", homofobi gibi bir şey işte.

    kötü bir anlamı olduğunu düşünmüyorum ama anca bol bol kitap okuyan insanların tam anlamıyla anlayacağı bir şey aslında.

    kemal kılıçdaroğlu, ne yazık ki halkın seviyesine inemiyor. bu isminde "halk" kelimesi geçen bir parti için sıkıntılı bir durum bence. halkın anlayacağı bir biçimde anlatsa durumu daha güzel olurdu.
  6. talihsiz acıklama, baglamıyla bakildiginda gaf gibi dursa da bazı şeyleri icsellestirememis olduklarinin göstergesi. "kadinlar cicektir" düzeyinde farkindalik yanıldıklarına yetmiyor. allahtan akp'nin kendilerine karşı kullanacağı bir arguman değil de panik olacak bisey yok, kartal mitingine verdiği talimattan sonra, iktidarın çöküşünün kendisiyle basarilamayacağı ortaya çıktı. selin sayek böke daha uygun bir başkan olacaktır.
  7. tabi ki öyle.
    erkek olmanin birinci sarti kadinlarin sizden korkmasidir çünkü.
  8. söylem hakkında konuşmayacağım zaten herkes yazmış bir şeyler. benim ilgimi çeken alkışlayan kitle. "hele hele kadınlardan korkan birisine erkek denemez" cümlesinin pek alkışlanacak bir tarafı yoktur benim gözümde ama maşallah kalabalık "hele hele kadınlardan korkan birisine" dendiği anda bağırmaya başlıyor. tamam. görüştür. peki. alkışlayanların çoğu kadın. neredeyse hepsi kadın hatta. yahu kadın! neyi alkışlıyorsun?

    sonra orada onu alkışlayan insan kalkıp türkiye'de kadının toplumsal rolünü değiştirme görevini üstlendik falan diyecek yarın öbür gün. sen değiştirme, sen yemeğini yap, değiştirecek nice kadınlar var. sen yemeğini yap.
    bozuk
  9. ülkemiz adına doğrudur ne yazık ki.

    eşinden korkan adama adam denmez; pısırık, hanımköylü, korkak denir bizim toplumda.

    ancak kıkıçdaroğlunun ne demek istediğini bir türlü anlamadım. meclis başkanıyla ne alakası var, çözemedim.

    bir de söylemeden edemeyeceğim kimse kimseden korkmamalı. niye erkek kadından,
    kadın erkekten korkmak zorunda ki?
  10. kemal kılıçdaroğlu vecizesi.
    Sonunda meriçliği bırakıp lafı kıvırmadan, eğip bükmeden söylemeyi başarmış. Kendisiyle bir kez daha gurur duydum.