1. valla bi dönem sokakta futbol oynardık, kız çocukları oynamadı, sonra halısahalar piyasaya düştü, kızlar orda da yoktu. internet kafeler peydah oldu counter, half life oynandı, kızlar yine yoktu. koskoca çocukluk dönemi ip atlamakla geçirilir, ergenlikte de evde bulaşık yıkatılırsa işte böyle olur.

    arkadaşlık sosyallik için var ama kadınların sosyalleşme özgürlüğü ya üniversitede başka şehire giderse oluyor ya işe başlayınca ya da hiç olamıyor. tabi bu zamanlama oldukça berbat çünkü oyun dönemi sona eriyor bu zamanlarda. kafede 3 kız oturup çay içince ne kadar içten olunabilir ki, sıkıcı bir olay, kimse olamaz. mesela gidip masa tenisi oynasalar, basket oynasalar, yolculuğa çıksalar o zaman gerçek arkadaş derdik.

    velhasıl ben bu işin çözümünü sporda, müzikte, sanatta, dansta buluyorum, çocuklar kız ya da erkek ayırt etmeden spora yönlendirilmeli, voleybol, yüzme, basketbol, futbol, masa tenisi olabilir. ayrıca okul korosuna gönderilmeli ve birkaç enstrüman kursuna gönderilmeli, ayrıca mahallede oyunlara da gönderilmeli, bir de halk oyunları ya da herhangi bir dans okuluna da giderse, supersonics sağlıklı, iyi iletişim kuran, samimi dostluklar edinmiş bireyler çoğaltılabilir.
    abi
  2. ay bi dk içimi dökmek için aradığım başlığı buldum.

    dipdibeyken yediği içtiği ve bilimum ihtiyaçları ayrı gitmeyen ama uzak bir yere taşınınca, sevgili bulunca^:çok yazık^ ve yeni -daha eğlenceli, daha sosyal ve daha lüks yaşayan- arkadaş gruplarına takılınca gerçek yüzünü gösteren "dostluk"lardır. tabi kelimenin o büyük anlamı değil burda kastettiğim, yüze söylenen aslında. ama sonra görülüyor ne demekmiş...^:buraya kadar iç yangınımdı evet.^

    genele bakarsam; bence iki insan arasında ne paylaşıldığına göre değişiyor, oraya gidelim burda check in yapalım, uf şu çocuk nasıl ama düzeyinde yüzeysellik barındıran arkadaşlıkların sahte veya sahteye yakın olduğunu, gerçek bir arkadaşlık olmadığını düşünüyorum artık. sadece "birlikte takılan insanlar" olarak görüyorum. hep tecrübe bunlar.
    ama oturup bir şey konuşuyor, gerçekten anlamlı diyebileceğin bazı şeylere kafa yoruyorsan, tartışıyorsan, derdini anlatıp birlikte ağlıyorsan bence arkadaş kavramı burda geçerli oluyor.

    özetle; kişiden kişiye değişmekle birlikte bence aradaki iletişimsizlik, paylaşımsızlık ve yüzeyselliğe bağlı olarak sahte veya kısa süreli olması muhtemel ilişkiler kadınlar ve özellikle genç kızlar arasındaki.

    (çok şükür ki istisnalarım var. onlar benim canımdır.)
  3. benim de gördüğüm bir taraf çabalıyorsa bir taraf hırslarına yenik düşüyor. kendilerine mutlu olacak malzemeler çıkaramayan kadınlar; mutluluğun sanki sürekli bir yarışın varışı ardından geldiğini düşündüğünden olacak ki; evlilik, çocuk doğurmak, sevgiliye sahip olmak, kariyer... vs. hep bir sınır, ölçüt, seviye belirleme. erkeklere oranla rekabetin arada fazla olmasının sebebi de budur. genellikle evlenen arkadaşlar kocalarını bahane ederler evlendikten sonra görüşmeyi kesmek adına ama ben büyük ölçüde kendi beceriksizlikleri olduğunu düşünüyorum.

    kim olursa olsun hayatta başarı sadece tek kulvarda elde edilen kazançla olmuyor. ailen, arkadaşların, işin.. aralarında bir denge oluşturamıyorsan orada suçu kendinde araman gerek.

    evlenen bir kadın merak ediyorum neden aynı şehirde haftada en az 2-3 kez anne-baba evine gider? evlenmek, sorumlu olduğun kişiyle birlikte hayatı paylaşmak değilse nedir de bu şekilde var olan zaman verimsiz kullanılır anlamış değilim. hal böyleyken kendisine göre imkanları daha iyi hayatının içine monte eden kadına-arkadaşına karşı sürekli rekabetçi oluyor.

    bu tarz ilişkilerin dışında kalmayı tercih ettiğim gibi; ciddi manada kendine yatırım yapan hatunlarla daha iyi anlaşıyorum. çünkü kafasını insanlarla meşgul etmiyor; yapacak bir şeyleri oluyor. okuyor, gözlemliyor, geziyor, kendini şımartıyor, işe yarıyor... sürekli fayda sağlayan bir bünyeye sahip. ilişkiler içine tek taraflı yatırımlar giriyorsa işte sahtelikler orada başlıyor demektir.
  4. katılmadığım önermedir. sorun kadın-kadın dostluğunun samimiyetsizliği değil, sorun duracağınız noktayı bilmeyişinizdir. zaten arkadaşının yüzüne gülüp arkasından fesatlık yapan herhangi bir insanı incelerseniz, ilişkilerinin bozuk olduğunu görürsünüz. - sevmediğin halde, seviyormuş gibi yapmak- temelde büyük sorunları taşıyan bir psikolojik problem bile olabilir.

    ben hemcinslerimle arkadaşlık etmeyi seviyorum. ortak duyguları, ortak sorunları paylaşıyoruz. birbirimizi anlayabiliyoruz. bunda bir sahtekarlık göremiyorum.
  5. sadece kadınlar kıskanır değil mi, erkekler hiç kıskanmaz, erkekler hiç dedikodu yapmaz, erkeklerin iki yüzlülük ettiği görülmüş şey değildir... sırf beğendiği kızın kariısında saf dışı bırakmak için ya da yakışıklılığını kıskandığı arkadaşının arkasından yavşak, ibne, sahtekar gibi lafları eden erkekler değilidir. erkekler biriyle arkadaş olduğu zaman artık asla ona ihanet etmez, asla arkadaşlığını bitirmez, asla dedikodusunu yapmaz...çünkü erkekler melektir!

    yahu arkadaşım insana özgü bazı davranışlar var ve neden kalkıp bunu sadece tek bir cinsiyet yaparmış gibi yansıtıyorsunuz? tüm insanları tanımıyoruz, tüm kadınları, tüm erkekleri. ne kadar insan varsa o kadar davranış çeşidi var. kalkıp "ben kadınlarla değil erkeklerle anlaşıyorum" demek ya da tam tersi, insanlara yapacağımız bir haksızlıktır. tanımadan hüküm vericeksek yobazlardan farkımız ne ?
  6. yani bakıyorsun lafta sürekli canım cicim ama bir de arkalarından çevirdikleri işlere bakıyorsun ki tam bir rezalet. en yakın arkadaşının sevgilisine göz koyan mı dersin, acımasızca kıyafetlerini eleştiren mi dersin, dedikosunu yapan mı dersin bir sürü fitne fesat.

    bir gün yanlarında otururken izlemenizi tavsiye ederim. kelimelerinin arkasındaki sahteliği gözlerinden anlayabilirsiniz.
  7. neye göre kime göre dediğim aptalca bir tespit. öyle koşulsuz ve salt sevgiye dayalı arkadaşlıklarım var ki. hiçbir zaman bir sahtelik hissetmedim açıkçası. hayat meşguliyetinden ötürü aylarca görüşmesek bile bir anı ile akla gelip birlikte bir şeyler yaptığım ve hiçbir şey eksilmediğini fark ettiğim dostluklar bunlar. özellikle kötü bir anımda nedenini sormadan otobüse atlayıp direkt yanıma gelecek insanlara sahip olduğum için mutluyum.

    ayrıca kadın asla bir diğer kadının kurdu olmamalıdır. kız kardeşlik kazanacak ulan!
  8. kadınların çoğu zaman farkında bile olmadan yaptığını düşündüğüm şey. sanırım hepsinin yada çoğunun bir araya gelip diğer tüm kadınları ve erkekleri çemkirebilecekleri bir veya iki arkadaşları var. bu arkadaşları dışında kurdukları her arkadaşlık ilişkisi onlara sahte geliyor. her an güvenlerinin ve arkadaşlıklarının altından ihanet çıkmasını bekliyorlar. hatta bazen bu konuda kendileri çaba harcıyorlar.
  9. insanlar konuşa konuşa, hayvanlar koklaşa koklaşa anlaşırlar. sanırım burada insanlar denilen sadece kadınlar oluyor. hayvanlar da erkekler. arkadaşlıklarını tasdiklemek için kadınların erkeklere kıyasla daha sıklıkla birbirilerine sevgi sözcükleri söylediğini gözlemliyorum. bu sıklığın sahteliğe, ya da masumluğa olan etkisi araştırılabilir. erkeklerin arkadaşa daha çok ihtiyacı olduğu da düşünülebilir. sürü halinde yaşamaya daha meyilli olduğu da düşünülebilir. hem de tam onları hayvan olanla daha çok özdeşleştirmişken. ama yine de her düzlemin birbirini tasdiklediği açıklamalardan şüphe duymak gerekir.
  10. bu konuda kadın ya da erkek (ler) denilerek yapılacak çoğullaştırma sonucu ortaya çıkacak genelleme yanlış olur.
    cinsiyet farketmeksizin
    sahte arkadaşlık kavramı diye bir durum yok
    var olanlar kendileri öyle tercih ettikleri için
    bence üzüldüğümüzde omzuna yaslanıp ağlayabileceğimiz gerçek arkadaşlar var.