1. "haklı" veya "haksız" gibi kavramların göreceli olduğunu, bu yüzden net ve kesin bir hukuk sisteminin inşa edildiğini bilmeyen, işlemediğinde onun işlemesi için uğraşılması gerekirken tam aksine işlememesine bir de katkıda bulunanların savunduğu kaotik güruh.

    herhangi birine göre "haklı" olan bu şiddet, bir tecavüzcüye, bir katile göre de farklı açılardan, farklı olaylarda ve farklı konularda "haklı" olabilir. hukuken cezaları neyse çekmeleri temennimdir.

    ayrıca, bu şiddeti meşrulaştırmaktır. ve alenen suç olan şiddeti meşrulaştırmak, alenen suç olan tecavüzü meşrulaştırmaktan farksızdır. "ama şöyleydi, ama böyleydi, ama o da tahrik etmişti, ama o da laf atmış, mini etek giymiş, zaten türk de değil" gibi söylemler herhangi bir suçu meşrulaştıramaz. bu suç ister hırsızlık, ister gasp, ister tecavüz, isterse başka bir şey olsun.

    edit:

    sorulanlara cevap vereyim;

    öncelikle toplaşıp birilerini dövmenin veyahut buna kalkışmanın "özsavunma" olduğunu sanmıyorum.

    toplanmışlar, gayet güzel organize olmuşlar, burada yapılacak yegâne şey, dernek vb. bir oluşum kurulmalı, bu oluşumun adı dernek olmak zorunda değil, işleyiş bakımından derneğe benzemesi açısından söyledim bunu. kurulan bu oluşum, içerisinde gönüllü olarak "adam dövmekten" daha elle tutulur işleri, yine gönüllü olarak yapabilecek insanlar barındırmalı. bu oluşum, gerek internet sitesi, gerek yayımladıkları haklı söylev gerekse sosyal medyayı iyi etüt edip yerinde hamlelerle ön plana çıkmalı. adını duyurmalı, kamuoyu oluşturmalı ve duyarlılık artmalı. tıpkı özgecan vakasında olduğu gibi, oluşacak bir kamuoyunun yargı üzerindeki etkileri gözle görülebilir. üstelik kısa zamanda yapılabilir bu.

    ayrıca, pekala böyle bir oluşum, kendi içerisinde savcısını, avukatını barındırabilir, davaları yakından takip edebilir, psikolog veyahut psikiyatristleriyle, (gerekiyorsa pedagogu vs. si ile) gönüllü bir şekilde kadına şiddetten muzdarip bireylere yardım edebilir,

    tamamen beş dakikada düşünüp inşa ettiğim şu sistemi hayata geçirmek, birilerini dövmeye kalkışmaktan daha zor. üstelik şu sistemi hayata geçirmek için ortalama bir insan beyni gerekmekte. eh hem daha kolay olan hem de pek beyin gerektirmeyen eylemlere yönelme eğilimi içerisinde olan arkadaşları boşuna eleştirmiyoruz. güzel güzel örgütlenmişler, iyi bir başlangıç atmışlar, devamı bu şekilde olmamalı.

    bu tarz olaylarda isen ya idealist olacak çizgini belli edeceksin ya da bu tarz olaylarda olmayacaksın.

    edit 2: "olay"dan kasıt bu tarz bir oluşum, bu tarz bir girişim, kalkışma, hak arama çabası vs.
  2. evet belki "şiddetle" bir şey çözülmez ama şu da bir gerçek ki bu ülkede kadınlar "sindirilmeye" devam edildikçe biz kadınlar tepkimizi ortaya koyacağız. buna şiddet değil "öz savunma" diyoruz ayrıca.
    (bkz: çilem doğan)
  3. olayın feminist bir örgütlenmenin sonucunda nasıl oluştuğunu birileri anlatırsa ben şahsen çok mutlu olurum. öğrenci kolektifleri ile ilişkisini de çok merak ediyorum çünkü haberde bununla ilgili herhangi bir ibare de bulunmuyor. kadınların birbirine arka çıkmasını feminizm zanneden youser'lar yanılıyorlar, bu kadınların öğrenci olması onları "öğrenci kolektifi yapıyor" diye düşünenler de yanılıyor, bunların sol bir örgüt olduğu da tamamen palavra şu halde. garip örgütlenmeler ve politik eleştirinizi lütfen tasarruflu kullanın.

    anladığım kadarıyla olay şu; dtcf (dil tarih coğrafya fakültesi) kız öğrencilerinden bir grup tacize uğrayan arkadaşlarını koruma güdüsüyle birine karşı bir -fiziksel şiddet içeren- bir eylem yapıyor. tacize uğrayan kız tek başına başına başa çıkamayacak olmalı ki arkadaşlarından yardım istemiş. bunlar da bir araya gelip, çete gibi, hedefi tokatlamış. sırtına sırtına vurmuşlar.

    bu işin hukuki tarafıyla ilgilenecek olursak bana kalırsa türkiye cumhuriyetinde bu kızları yargılama meşruiyetine sahip bir mahkeme yok. adaletten, devletin kolluk güçlerinden medet uman yüzlerce kadının son birkaç yılda öldürüldüğü bir ülkede kişisel savunma defacto bir hak olmuştur. "beni türk hakimlerine emanet ediniz" diyeniniz varsa önden buyursun, ben sizi izlemekle yetineceğim şimdilik.
  4. bolca kendilerine ayıracak vakitleri olan cadılardır. iş hayatına başlayınca göreceğiz sizi. (bkz: işsiz)
  5. tacizci bir öküze ankara dtcf'de güzel bir dayak atan topluluk. elleriniz dert görmesin.
    ttsr
  6. bakırköy'deki ruh ve sinir hastalıkları hastanesinde ve uludağ üniversitesi, psikiyatri kliniğinde bir süre bulundum.
    çok çeşitli insan tanıdım, bir gece kendini doğrayan genç birine bile şahit oldum.
    fakat bu feministler kadar ruh hastası görmedim.