1. konuyu şu an gündemde olan idama mütabık olarak ceza normları ile ilişik kanunlar çerçevesinde inceleyeceğim.

    ceza hukuku kuralları çerçevesince kanunlar "kat'i suretle" geriye yürüyemez diye bir durum yok öncelikle. burada kıstas alınan bazı noktalar var. öncelikle yürürlüğe giren yeni kanunun, eski kanundan tabii olup yaptırıma uğramış kişi açısından kararın aleyhine mi yahut lehine mi olduğuna bakılır. yani mesela a kişisi bir suçundan dolayı mevcut kanuna göre 15 yıl cezaya çarptırılmış olsun. ardından bir yıl sonra çıkartılmış yeni kanunla tabii olduğu cezanın süresi 10 yıla indirilsin. bu hükümlü açısından lehine bir karardır. ve ondan faydalanır. yani kanun geriye yürüyebilir. ya da o suç artık hapis cezası olmaktan çıksın yine aynı hükümlünün lehine olduğu için serbest bırakılır. o yeni kanun artık sanığın ve mahkumun elde ettiği hak olarak kabul edilir.

    diğer yandan yeni kanunla şayet cezası ağırlaşırsa durum aleyhine döner. ve hukuk sistemimize göre o kanun geriye yürümez.

    idam da bu noktada her türlü suç-ceza ve sanık-mahkum açısından aleyhine olduğu için geriye yürüyemez.

    yani idam gelsin, içerideki fetöcüler asılsın, apo asılsın demek beraberinde yeni bir norm düzenlemesini de getirecektir ki bu ceza kanunun yapısını tamamiyle değiştirmek olur. şu anlık mevcut ceza normlarına
    göre gelse dahi bu kanunlar değişmedikçe geçmiş için pek ehemmiyeti olamaz.