• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (9.00)
karanlıkta kahkaha - vladimir nabokov
bir zamanlar, almanya'nın berlin kentinde albinus adında bir adam yaşardı. zengindi, saygındı, mutluydu: günün birinde gencecik bir metres uğruna karısını terk etti: sevdi sevilmedi ve yaşamı felaketle son buldu.yüzünde usta bir kumarbazın ya da kendinden çok emin bir sihirbazın sinsi tebessümüyle, daha ilk paragrafta "elini açık eden" kaç usta yazar tanıyorsunuz? sayıları çok değil... vladimir nabokov, iyi edebiyatın 'hikâye'den çok 'hikâyeyi anlatan'dan kaynaklandığını savunan ve okurunu hep şaşırtan büyük bir üslûpçu, 20. yüzyılın en kendine özgü yazarlarından biri. burjuva evliliğini acımasızca alaya alan karanlıkta kahkaha da tıpkı 'maşenka', 'göz', 'infaza çağrı' gibi, onun berlin dönemi romanlarından. 1932'de kamera obskura adıyla rusça yayımlanmış, sonra yazarı tarafından ingilizce'ye çevrilmiş, 1960'ta tekrar gözden geçirilmiş. bir eleştirmenin deyimiyle "zalimane bir başyapıt" bu; okurunu en "fotoroman" bir durumdan şu "insanlık komedyası" denen şeyin en karanlık uçurumlarına yuvarlıyor.' sebastian knight'ın gerçek yaşamı', 'edebiyat dersleri' ve tabii 'lolita' yazarının bu küçük başyapıtını, yazarın karanlık kahkahasını türkçe'ye aynı tüyler ürperticilikle aktaran pınar kür'ün usta işi çevirisiyle sunuyoruz.
(d&r tanıtımdan)


  1. nabokov romanları arasında okuduğum en çarpıcı, soğuk ve akıcı roman olan karanlıkta kahkaha, bir erkeğin bir kadının karanlığına kendini kaptırıp nasıl kaybolduğunun trajedisini ele alıyor. aslında gayet klişe bir konuya sahip, handiyse basit pembe dizi ayarındaki bu romana beni bağlayan şeyin ne olduğunu sorarsanız, nabokov'un üslubu ve karakterleştirmedeki ustalığıdır. bu romanında da okuyucusunu etkisi altına alıyor her zamanki gibi. şöyle bir başlangıçtaki romana kim kendini kaptırmaz?
    "öykünün hepsi bu kadar. biz de üstünde hiç durmayabilirdik, eğer anlatmaktan keyif alıp kar elde edebileceğimizi bilmeseydik."
    zıtlıkları çok güzel kombine eder nabokov bu romanda, okuyucusuna da kahkaha attırır karanlıkta. hepimizin üzüleceği bir durumdan ironiler yaratır, dalgasını geçer.
    bizse sonunda şunu idrak ederiz: "ve dünyada başı dönen kör bir adamın kapıldığı kadar korkunç ve çaresiz bir duygu yoktur."
    nabokov'a henüz başlamadıysanız, bu roman müthiş bir tercih olurdu.