• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (9.08)
kayıp zamanın izinde - marcel proust
kayıp zamanın izinde, marcel proust'un hayatının son 17 yılında yazdığı yaklaşık bir milyon ikiyüz elli bin sözcükten oluşan 3000 sayfalık dev romandır. 20. yüzyıl edebiyatının en büyük eserlerinden biri sayılır.

proust bu romanı annesinin 1905'deki ölümünden sonra yazmaya başladı. kitabın ilk cildi 1913'te yayımlandı. roman, tamamlandığında yedi kitaplık kayıp zamanın izinde ortaya çıkacaktı. proust bu romanın son düzeltmelerini yaparken 1922'de öldü.

bu roman türkçeye roza hakmen tarafından çevrilmiştir. daha önce yakup kadri karaosmanoğlu romanın birinci cildini çevirmiş ancak devamını getirmemiştir.

kayıp zamanın izinde şu yedi ciltten oluşur:

swann'ların tarafı
çiçek açmış genç kızların gölgesinde
guermantes tarafı
sodom ve gomorra
mahpus
albertine kayıp
yakalanan zaman

(kaynak: wikipedia)


  1. modern edebiyatın ulyyses ve niteliksiz adam ile birlikte en önemli romanı sayılan bir marcel proust eseri.

    marcel proustun bu yarı otobiyografik romanı, zaman ve hatırlama kavramları üzerine kuruludur. kahramanımız, anılar ve çağrışımlar yoluyla geçmiş ve gelecek arasında bir bağ kurar. romanın üslubu ve yazılış biçimi kendinden sonraki birçok yazarı derinden etkilemiştir. nitekim proustvari terimi psikolojiye bile girmiştir. yaklaşık 3500 sayfa tutan devasa roman, dünya edebiyatının gelmiş geçmiş en önemli yapıtlarından biri sayılır.
  2. proust modern burjuva bireyi anlatıyor diye çeşitli yaftalamaların yapıldığı kitap serisi. elbette insanlar ideolojilerine uygun kitaplar seçmek ister. ben de ayırt ederim okurken. ama proust modern insanın posasını çıkarır. gilles deleuze, "proust ve göstergeler" kitabında kayıp zamanın izinde'yi öyle bir çözümler ki, kitaptan bir şey anlamamışım tekrar okuyayım der insan. serideki marcel prototip gibidir. burjuva hayatla kurduğu ilişki, çevresindeki ilişkiler ağı, aidiyet hissini duyumsamak için illa burjuva zevklerimizin olmasına gerek yok.

    otobiyografik olduğu varsayılan romanda marcel arayıştadır. bu madlenle çıkılan bir nostalji arayışı değil, gerçeklik arayışıdır. geçmişe özlem, aile saplantısı, cinsellik gibi pek çok konuya tamamen farklı kültürlerde yetişen insanlar gibi yaklaşır. şimdinin ruhunu özümsemekten kaçınarak takılıp kalır. bu gibi duygu durumları için illa fransız elitinde yetişmek gerekmiyor. herkes kendinden bir şeyler bulur. "proust'un paltosu" kitabında dendiği gibi proust edebi bir saplantıdır. ya çok sevilir ya nefret edilir. sevmek için şans tanımak gerekiyor.
    sezgi
  3. benim bildiğim kadarıyla proust bu eserlerini insanlardan uzak 4 tarafı duvarlarla çevrili sadece yapay ışıkla aydınlanan bir odada inziva halindeyken yazmış
  4. dünyadaki en güzel isme sahip kitap olabilir kendisi, afrika dahil.
  5. içlerinden sadece albertine kayip'i bi arkadasimin israriyla okumuş ve tek kelimeyle bayilmistim. icinde o kadar guzel cumleler var ki cizmeden okunmuyor.
  6. burjuvaların anlatıldığı her türlü metne -çoğu zaman da eleştirel olur ya- önyargılı biri olarak proust'un hayran olunası anlatımına karşı koyamayıp zevkle okuduğum devasa yapıt, tabi hemen akabinde gorki'nin ekmeğimi kazanırken isimli kitabını okudum da yer aldığım sınıfı utandırma hatasına düşmedim.
  7. dünya'nın en uzun romanı-mektubu olarak adlandırılan; askerden döndükten ilk okumaya başlayacağım kitap.