1. "ben"in kendisini sahiplenmesidir. sahiplik duygusu için soyutlama gerekir. bir ben benine sahip olamaz çünkü o zaten kendisidir. "kendi"lik duygusu yabancılaşmayla olur. öznenin kendisini nesne olarak hayal edebilmesi gerekir.

    bir taş kendisine sahip olamaz. zira varlığını kendinden soyutlayacak bilince sahip değildir.

    başka bir örnek:

    kişi beninden nefret etmez. kendinden nefret eder. kendimizle ilgili bütün yargılarımız benimizin soyutlanmasıyla düşüncelerimize yerleşir. kişi benliğine dışarıdan bakarak kendiliğini oluşturur.

    insan benini sevmez. kendini sever.
  2. "bir ben var benden içeri" sözünü yukarıdaki yazıya göre yorumlayacak olursak, cümlede kullanılan ilk "ben" gerçek benliği, ikinci "ben" ise kendiliği açıklıyor olabilir. zira ikinci ben sözcüğünden sonra "içeri" sözcüğü kullanılıyor. gerçek "ben"in içerisi, dışarısı olmaz. "ben" zaman ve mekan dışındadır.

    bu sadece bir akıl yürütmedir. dikkate almayınız.

    buradan modern tıbba dönersek: (bkz: dissosiyatif kişilik bozukluğu) , (bkz: dissosiyatif bozukluklar)