-
bu soruyla ilk karşılaşmam ben on dört yaşındayken olmuştu yanlış hatırlamıyorsam. içimden "ben o kadar yaşamam yeaaa" diye geçirmiştim. yakında üzerinden üç tane beş yıl geçmiş olacak ve ben hala her soruluşunda "ben o kadar yaşamam yeaaa" diye düşünüyorum. sanırım kariyer planım bile ölmeye niyetli. ne yazık kariyer kendiliğinden olan bir şey değilmiş.^:swh^ -
şu an farklı bir şey yapmıyorsanız aynı yerde göreceksinizdir.
ama ülkemizde hiç bir şey yapmasanız da farklı bir yerde görebilirsiniz.
bence ülkemizde aynı yerde kalmak bile başarı demektir. -
batıda görüyorum -doğuda küçük bir ilden bildirildi- -
ağaçtan yaptığım^: tamam bu kısım çok ütopik^ evimin mutfağında yemek yaparken bir yandan radyodan dinlediğim parçalara eşlik ediyor; yarım bıraktığım örgümü bir an önce bitirmek için can atıyorum..
tabi hayaller böyle de ya gerçekler.. evraklardan kafam kalkmaz yine. hayal mayal kurmuyorum o yüzden; stres sahibi oluyor insan. -
ya güneş doğana kadar batıya gideceğim ya da köye döneceğim. -
izmir'de görüyorum. bir şekilde izmir'de yaşamayı basarmam gerek. -
göremiyorum. muhtemelen ölmüşümdür. -
deniz kıyısından (tatilcilerin kalabalığından uzak) 25-30 kilometre uzakta sakin bir ege kasabası veya köyünde. -
beştepede. sarayda yaver olarak. -
5 yıl önceki hesaplarıma göre şuan nerede olacağımı bilmiyordum ama burada olmamam gerekiyordu. ne oldu? okulu uzattık tabi kaldık bi' sene daha. (*:swh) bu arada profesörlüğe de mühendisliğe de lanet olsun.
şimdiye bakarsak, bir buçuk yıl içerisinde burada olmayı planlıyorum. mühendislik okuduk diye hayatımızı çürütmemiz mi lazım sabah 8 akşam 6 ile? elimdeki para bitene kadar, tutunacak bi' iş bulunur illaki. varsın çocuklara bırakacak bi' evim olmasın. abimden biliyorum sana bi ev kalmışsa saplanıp kalıyorsun oraya.
son olarak, insanlar ölene kadar kafalarında; dağ evi - orman - göl üçlüsünü hayal ederek çalışıyor - yaşıyorlar. sonra ne oluyor? her şeyinle yerleşmişsin artık çoruma, nasıl bırakabilirsin ki arkadaşını, eşini dostunu, düzenini, 60'ından sonra?