kırık kalpler bankası - onur ünlü

36. istanbul film festivali kapsamında 13 nisan 2017 21.30'da atlas sinemasında tek seans olarak gösterimini yapacak olan yıllardır beklenen Onur Ünlü filmidir.

film Yağmur Taylan, Durul Taylan,Nejat İşler, Sema Kaygusuz, Emre Erkmen, Çiçek Kahraman tarafından oluşmuş olan jüri karşısında Altın Lale Ulusal Yarışma Bölümünde yarışacaktır.

Onur Ünlü dışında bir yönetmenin aynı filmde"romeo and juliet, organ mafyası ve banka soygununu" bir araya getirebileceğini düşünemediğimden ayrıca kendisinin bu film ile ilgili "hayatımın filmi" demiş olmasından ötürü kendi adıma filmi izlemeyi sabırsızlıkla beklediğimi belirtmeliyim.

kırık kalpler bankası

biletix

program

onur ünlünün ne zamandır çekilmesi beklenen yeni filmi. başlık açmak konusunda biraz aceleci davranmış olabilirim ama konu ve afiş belli olduğu zaman editlenir umarım.

bu filmi izlemeden cekildigine inanmayacagim. yillardir dolaniyor dedikodusu. once bankasi dediler filmin ismine cekildi cekilecek baslandi bitiyor derken yillardir bitmeyen bir muamma. simdi de ismi kirik kalpler bankasi olmus. cekimi uzun sure once bitti diye biliyordum. birakin fragmani foto dahi yok piyasada. onur unlu'ye bayilirim her yapimini keyifle izlemisimdir ama sen aydinlatirsin geceyi filmi gibi cok ses getirmeden unutulup gidecek gibi duruyor. bilen seven bulur izler.

ekim gibi gelmesini umut ettiğim film.

bu filme 4 yil once bu baslikta cekildigine izlemeden inanmam seklinde bir yazi yazmistim. aradan o kadar sene gecti ve sonunda izledim filmi. mukemmel kadrosu ve guzel mekanlarla son yillarin en kaliteli ekibi bir arada ama film izleyiciyi o kadar cok yoruyor ki bu guzelliklere odaklanamiyorsunuz.

nerden baslasam bilemiyorum ama onur ünlü'nun cizgisine hakim biriyseniz "ben ne izliyorum abi" deme sansiniz yok. daha once onur unlu filmleri izlememis birisi ise "abi bize bu iskenceyi niye yaptiniz" diyecektir. modern shakespeare uyarlamasi ve iki futbol kulubunun mucadelesi seklinde bir banka soygunu filmi bekliyordum ve zaten konusunu bu sekilde duyurmuslardi.

romeo ve juliet uyarlamasi izliyoruz evet ama agdali dil rahatsiz ediyor. bu rahatsizligi daha once sen aydınlatırsın geceyi - onur ünlüfilminde de yasamistim. ben siirlerin orijinal dilinden okunmasindan yana biriyim. cevirilerde o havayi alamiyorum, hele hele devrik cumleler uzerinden tiyatral sinema filmi hic cekemiyorum. tiyatro olsa opera olsa o duru siirsellik bir sekilde gecer izleyiciye ama aksiyon icinde, hizli akan oyun icinde agdali bir dil ve siirsellik filme girmeme engel oldu. filmi komple muzikal seklinde yapsaydi yonetmen bu siirsellik siritmayacakti ama her dialog bu tarzda olunca bunaliyorsunuz.

filmin muzikal havasindaki girisi (ki ahmet mümtaz taylan dokturmustur) gibi devam etseydi bunlari yazmazdim cunku ne izleyecegimi onden soylemis olurdu. film muzikal gibi baslayip potporiye dondu. 5-6 onur ünlü filmini kesip bicip bir araya getirsek hemen hemen ayni senaryoyu yapabilirdik.

nasil anlatsam; beş şehir - onur ünlü filminin hikaye anlatimini alip sen aydınlatırsın geceyi - onur ünlü filmi siirselliginde itirazım var - onur ünlü ve polis - onur ünlü oyunculuguyla araya bir kac büyük buluşma ve beşinci boyut efektleri ile hemen hemen bu filmi yapabiliriz.

filmin erisilmezligi ile ilgili bir beklenti olusmasini da artik bilincli bir hareket olarak algiliyorum. yonetmenimiz seviyor boyle deneysel seyleri daha once yapti. görünen adam mini internet dizisi ve gerçek kesit: manyak - onur ünlü filmleri turkiye'de hic bir yonetmenin cesaret edemeyecegi yapimlar ama bu yapimlarin izleyiciye ulasmasi icin somut adim atmak istemeyerek kendi efsanesini yaratiyor. bilmem hatirlar misiniz bir south park bolumunde eric cartman sadece kendisinin girebilecegi bir park satin aliyor ve adini cartmanland koyuyor. tek basina eglenip cosuyor ve gunde sadece 2 kisinin daha girmesine izin veriyor parka. kapida kuyruklar olusuyor o sansli iki kisi olmak icin. insanlar merak ediyor ve o sansli kisi olmanin hazzini yasamak istiyorlar. onur unlu de hemen hemen ayni seyi yapiyor. kendisinden ve bir kac sansli kisi disinda yapimlarini izleyebilen olmayinca insanlar kapilarda kuyruklar olusturuyor izleyebilmek icin. bu filmi ben 4 yil once izlemek istiyorum diye yazi yazmisim ve 4 yil sonunda yine farkli(!) yollarla ulasarak izleyebilmisim. bu olaydan kim nemalaniyor onu cozmek lazim. bu arada eric cartman bu dahiyane fikrinin sonunda batiyor haberin olsun onur unlu.

neyse filme cok gomdum gibi oldu ama aksine seviyorum bu yapimlari. isyanim bu kadar gec izlemekten. "şiddete meyyalim vallahi dertten" diyordu ya haluk bilginer polis filminde iste o hesap. bu derdi yaratan yonetmene gonul koymak istesem de dayanamiyorum. her silah cekilen sahneye kilic sesi koymak ve her araba yanastiginda at kisnemesi vermek hangi romeo juliet uyarlamasinda karsiniza geldi. filmde o kadar cok alegorik anlatım var ki ne aslinda neyi temsil ediyor sadece yonetmen cikip bulmacagi cozebilir.

hâlâ ses seda yok. başka bir film daha çekiliyor haberleri duyuldu. neler oluyor?