• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (7.00)
Yazar paul auster
kırmızı defter - paul auster
"kırmızı defter", okurlarımızın çok iyi tanıdığı ünlü amerikalı yazar "paul auster"ın çok özel, çok özgün kısacık bir yapıtı: on üç öykücükten oluşuyor, ama aynı anlayış içinde yazıldıkları için bu on üç öykücüğe new york times gazetesinin noel sabahı yayınlamak üzere ısmarladığı ve yayınladığı "auggie wren"in noel öyküsü'nü de eklemeyi yararlı gördük. daha önce "ay sarayı", "yalnızlığın keşfi", "son şeyler ülkesinde", şans müziği" adlı yapıtlarını yayınladığımız ve yakında "leviathan" adlı son romanını yayınladığımız paul auster (1947) genç yaşına karşın, yalnızca yazdığı dilin değil, aynı zamanda dünyanın genç ustalarından biri. karşılaştığı tuhaf olayları, garip rastlantıları, gündelik yaşamın mucizeye dönüşen ayrıntılarını, gerçek olayları ve gerçekdışı olguları bir "kırmızı defter"e kaydetmiş; her öykücük ileride bir romana dönüşebileecek çekirdek ve dokuya sahip. paul auster hiç 'hocalık' taslamadan 'gerçek'ten sanat yapıtına giden yolu gösteriyor, öykülerden kuramsız bir poetika geliştiriyor ve minyatür bir dünya kuruyor. bu nedenle bir kılavuz saydığımız "kırmızı defter"in paul auster'in roman dünyası için bir giriş kapısı olduğunu düşünüyoruz. (kitap bilgileri idefix'den alınmıştır.)


  1. çok ciddi bir hayal kırıklığı oldu. paul auster 4 5 yıl öncesinden itibaren okumam gerek diye tanımladığım bir yazardı. keşke bu kitapla başlamasaydım. gerçi toparlayacağına düşünüyorum ama bu öykü kitabıyla bende bıraktığı izlenim amerika' nın paulo coelho' su olduğu yönünde. new york üçlemesi ya da yanılsamalar kitabı ile değişeceğine inancım tam olsa da başlangıcı en iyi anlatan kelime felaket sanırım.

    tesadüfler, tesadüfler, tesadüfler... başka bir şey yok, hiçbir şey yok. aldous huxley ile ilgili bir hikaye var, o ve yazarın kendi hayatıyla ilgili verdiği bilgiler hariç hiçbir anlam ifade etmedi bana kitap. oray eğin, edebiyat üzerine yapılan bir televizyon programına amerika' dan telefonla katılıp ''aslında auster bizim ülkemizde burada olduğundan daha popüler'' demişti. yine de tek bir öykü kitabından yola çıkarak bu cümleyi yorumlama cüreti göstermeyeceğim şu an.

    kitabı o kadar sevmedim ki biter bitmez götürüp bir sahafa, 1 ay içinde okuyup geri getireceğim bir kitap karşılığında bıraktım.