1. açılışlarda, galalarda, ödül törenlerinde, karşılamalarda veya devlet seremonilerinde ünlü ve önemli şahısların ayaklarının altına serilmek üzere kullanılan bir tür halı(ydı.) şimdi ise ucuz motellerde bile rastlayabileceğimiz türden bir eşyaya dönüştü. amaç? her zaman farklı ve üstün olan, daha büyük olan, daha önemli görünme uğraşında olan, başı hep dik ve daima yukarıda olması gereken, hastalık derecesinde gururlu, güneş gözlüğünü bir daha ışığa ihtiyacı olmayacakmış gibi gözlerine indiren, gürültücü, fazla iddialı olan bizleri daha "özel" hissettirebilmek.

    diğer bir tanımla; bizi bizden saklayabilmek.

    peki nasıl oldu bu? bir halının üzerinde yürümek neden bu kadar önemli hale geldi? neden kırmızı?

    bu soruların yanıtları oldukça eskiye dönük aslında. öncelikle kırmızıdan bağımsız olarak bir halının üzerinde yürüme gereksiniminin tarihi seyrini incelemek gerek. köleliğin sorgulanamaz bir sistem olduğu zamanlar efendi ve köle ayrımı çok önemliydi. bu ayrım somut bağlamda kendini hissettiriyordu. şöyle ki, köleler daima toprağın muhatabı olur, toprakla uğraşır, toprağa basar, zeminle ilişkileri asla bozulmazdı. efendiler ise, pahalı ayakkabılar giyer, dokuma halılara basar, ulaşım söz konusu olduğunda köleleri tarafından taşınır, toprakla uğraşmaz, zeminle pek ilişkileri olmazdı. halı, bu noktada, soylu olmayı temsil eden bir tür eşya, soyluluk belirtisi. günümüze de aynı niyetle ulaşmasına şaşmamalı.

    bu halının neden kırmızı olduğuna gelince... kırmızı kanı simgeler, kırmızı bir halıda yürümek ise birilerinin kanına basarak yürümeyi. örneğin, firavun’un bastığı kırmızı kanlarla dolu ayak kilimleri "halkımın kanı benim ayaklarımın altındadır" anlamını taşırdı.

    ayrıca kırmızı rengini elde etmek daha masraflı olduğundan zenginliğin sembolü de olmuştu. kırmızı halı geleneğinin başlangıcı olarak kabul edilen en eski hikaye ise şu şekildedir:

    aiskhylos’un m.ö. 5. yüzyılda yazdığı düşünülen agamemnon adlı trajedisinde, clytemnestra, kocası kral agamemnon’u karşılamak için tanrıların kullandığı bir yönteme başvurur ve onun yoluna bir halı serer. önce agamemnon bu halıda yürümeye çekinir; çünkü kendisini tanrı yerine koyacaktır. ama clytemnestra ısrar edince, kendini beğenmiş agamemnon halının üzerinde yürümeye başlar. böylece clytemnestra, kocasının nasıl bir megaloman olduğunu kanıtlamıştır. zaten kısa süre sonra da agamemnon'u öldürür. bu ölümle beraber halı, akan kan yüzünden kırmızıya boyanır. böylelikle kırmızı halı kavramı ve geleneği ortaya çıkar. (bu hikaye agamemnon’un öldürülüş hikayelerinden sadece biridir.)