1. evet hala daktiloyla mektup yazarken altına karbon kağıdı koyup mektubumun bir kopyasını kendime ayırıyor olabilirim,

    evet bir kurşun kalem kolleksiyonum olabilir, 200'den fazla renk renk, çeşit çeşit kurşun kalemim olabilir.

    evet, bir klasör gördüğüm zaman marka modelini söyleyebilirim.

    evet, 12 dolmakalem bir insanın ihtiyacı olmayabilir. hatta çoluk çocuk sahibi adamım, kumbara edindim para bitiktirip meiserstück almak için.

    evet, evimde türlü türlü ataçlar, iğneler, çeşit çeşit delgeçler, elle yapılabilen cilt sistemleri, 40dan başlayıp 300'e kadar çıkan gramajda çeşitli kağıtlar, kitap ayraçları olabilir.

    evet bir insanın kullanması için 20 civarı kalemtraş biraz fazla olabilir.

    ne yapalım yani teknik çizim yapmıyoruz diye teknik çizim kalemi almayalım mı? hem kim dedi 60 renk keçeli kalem fazla diye?

    siz ne anlarsınız guaj boyadan, parmak boyasından, cryondan pastel boyadan?

    kuru boya seti varken sulu kuru boya fazla mı yani?

    fetişizmmiş. hıh.
  2. muhtemelen uçuk bir seviyede değilim ama kendi halinde, az biraz takıntılı biri olarak okulların açılma zamanının takvimsel olarak yaklaştığı bir dönemde, her yerde kalem ve defter görmemle üst seviyelerde yaşadığım his. hiç yazmasam da o defter alınır, hatta mor'unu bulmuşum kaçar mı!!
  3. demek bunun da bir adi varmis.. kendimi bildim bileli yasadigim durumdur.
    evde nelerim var anlatmakla bitmez ama hala her gördüğüm kaliteli kirtasiye urununde gözüm kalir.
    asla kullanmayacak olsam da doldurma rapido setim var, rotring (rotring de kirmizi halka demekmiş ;))
    bir destek grubu mu kursak? ama bende bulusmayalim, her buluşmadan sonra envanter yapamayacagim canlarim.
  4. david nicholls - bir gün kitabında yazar olma hayaliyle yaşayıp garsonluk yapan emmanın ağzından bu konuyla ilgili şu sözler dökülüyor ki sanırım kendimi buldum:

    "bazen işler kötü gittiğinde yazılı sözcüklere karşı hissettiği ve aşk olduğunu sandığı şeyin aslında kırtasiye malzemeleri fetişi olup olmadığını merak ediyor. gerçek yazar; doğuştan yazar olan kişi, sözcükleri kağıt parçalarına, otobüs biletlerinin arkalarına, hücrelerin duvarlarına yazar. emma yüz yirmi gramdan hafif bir şeyin üzerinde kayboluyor."