1. şuan çalıştığım yerden en kibar tabir ile ölesiye nefret ediyorum. verilen sözlerin tutulmamasından, iş bilmeyen insanların altında çalışmaktan, emeğin değil yalakalığın değer görmesinden ölesiye bıktım. yansa bir bardak su taşımam.
  2. çoğunlukla sorumluluklarımız yüzünden başımızdan bir türlü def edemediğimiz, insanın hareket kabiliyetini kısıtlayan, hayallerini zımparalayan sorun. kısacası başlı başına bir ömür törpüsü.

    bu konuyla ilgili eğlenceli bir yazı okumuştum, aynı durumda olanlardan ciddiye alıp motivasyonu artacak olan olabilir mi bilmiyorum ama paylaşayım:

    "eğer işinizi sevmiyorsanız hemen gidip bir kredi çekin, işinizi sevmeye başlayacaksınız. baktınız olmuyor bir kredi daha çekin, patronunuzu da sevmeye başladığınızı göreceksiniz. bunların da işe yaramayacağını düşünüyorsanız derhal evlenin, işe gitmek için can atacaksınız."
  3. işinizi sevmiyorsanız ya da sıkıldıysanız ne yapmak isteğinize karar verin ve nasıl yapacağınıza dair bir yol belirleyin.

    tam olarak aynı işyerinde beş yıl dokuz ay çalıştım. sıkıldım, nefes alamadım, üstümdeki o iğrenç baskıya değinmiyorum bile. anladım ki hiçbir şey düzelmeyecek ve en önemlisi ben kendimi iyi hissetmiyorum, dün iş akdime son verdim.

    işini sevmemiş olabilirsin, çalışanları sevmemiş olabilirsin, maaşını beğenmemiş olabilirsin, işin yoğunluğundan bıkmış olabilirsin... ama bunlara katlanmak zorunda değilsin. mutlu olduğunuz bir işte çalışın ve bunun için çabalayın.
    ozumm