1. kitapta kendini bulduğun cümleleri çizersin ve bu kesinlikle kendini keşfetmektir.
  2. ben kitap okurken sürekli hayal ederim. kendimi okuduğum şeyin hayaline o kadar kaptırırım ki bu tarz şeyler aklıma bile gelmez. hem altını çizsem de dönüp bakar mıyım emin değilim. çok hoşuma giden bir sözü aklımda tutmaya çalışırım. o kadar. kitaba kıyamam da. tertemiz sayfalarını çizmeye içim el vermiyor pek. çizen çizer bir şey demem. çizilmiş kitabı okumaktan da rahatsız olmam. hatta başka birinin ilgisini çeken şeyin ne olduğunu görnek hoşuma bile gider.
    jimi
  3. babamdan edindiğim çok güzel bir huy var, en azından bana öyle geliyor.

    kayda değer cümlelerin altını çizer, ve o sayfaya kendi düşüncelerini de belirtir.
    sonradan okuyacak insanlara farklı şeyler hissettirebiliyor bu olay.
    kuz
  4. yalnızca kurşun kalemle çizildiğinde güzel olan durum.
    anna
  5. kitaba kişilik katar, anlam yükler. bir arkadaşımla ilk kez birbirimize mektup yazdık ve mektupla beraber en sevdiğimiz kitaplarımızı göndermeye karar verdik. ben de (bkz: ihsan oktay anar) ın (bkz: suskunlar) kitabını göndermeye karar verdim. açıp sayfalarını karıştırdığımda altını çizdiğim bir çok satır gördüm. bunun dışında babam da okumuştu ve o da paragraf paragraf kendine yakın gördüğü, hoşlandığı cümleleri çizmişti. kıyıp da gönderemedim. hem babamdan hem de benden izler vardı. gidip yenisini aldım.
    izumi
  6. yapmam, yapamam...
    ben ki kitabın sayfalarını bile katlamam, kaldı ki çizeceğim, mümkün değil...
  7. eskiden kitabın üzerine çizmeye kıyamaz deftere o kısımları ve düşüncelerimi yazardım sonra yazmaktan okuyamaz hale gelince kitabın altını da çiziyorum kenarlarına da yazıyorum heyt
  8. altını çizmek yerine cümlenin başına ve sonuna dikey çizgi çizerek yapılırsa hem zamandan tasarruf edilir hem de kaba bir görüntü olmaz.
  9. eskiden başka deftere not alırdım, o zaman da kitap oku yaz oku not al bitmiyor.. şimdi cayır cayır altını da çiziyorum kenarına not da alıyorum. parası neyse vermişim, kitabı almışım.. zaten öyle altını çizdiğim not falan aldığım kitaplarımı vermem kimseye..
  10. normalde kitap defterlerim vardır benim, yeni dördüncüsü falan bitti bayağı bayağı altını çizeceğim her şeyi yazar sonra altına kendi fikirlerimi eksik gördüğümü ya da eleştirisini falan yazarım ama baktım, böyle okuyunca kitap asla asla bitmiyor yani.. kitaplarıma da kıyamazdım onlar benim için adeta kutsal bir nesne gibi saklanması gereken şeyler.. neyse sonra bıraktım bu özeni artık altını çiziyorum yazıyorum karalıyorum falan.. oh be rahatlık varmış. ama sonra o kitaba dair notlarımı görebilmek için o kitabı tekrar açmam gerektiğinden defter tutma olayımı tam olarak bitiremedim.