1. sadece bilgi sahibi olduğu düşüncesi ile değildir. kendine yetebilen, kendiyle baş başa vakit geçirebilen, kendi varlığı ile olağanüstü problemleri olmayan biri imajı da verdiği içindir.
    abi
  2. okuduklarına göre değişir
  3. alain: aslan'ı yediği şeyler oluşturur. gibi bir söz söylemiş, okumak üstün benzersiz bir eylemdir. ama ne okuduğunuz da çok önemlidir. edebiyat dünyasında iki roman kahraman'ı vardır. okudukları yüzünden, gerçek hayattan kopmuş ve kendi kafalarındaki bir hayatı yaşamaktadırlar.
    bunlardan biri; don kişot öbürü de madam bovary 'dir.
    don kişot şövalye hikayeleri okuyarak gerçek hayattan kopmuş. uyuz atını iyi cins bir at kabul edip; yollara düşmüştü. zavallı şanso panza ve hizmetçi dulcinea bile gözünde farklıydı. dulcinea ona göre bir prensesti.
    roma'nın bir bölümü'nde gerçeklerden kopan bu adamın yeldeğirmenlerine savaş açtığını buruk bir gülümseme ile okuruz.
    peki ya madame bovary, babasının çiftliği'nde samanların üzerinde sürekli romantik kitaplar okuyup hayatın gerçeklerinden kopan emma bovary ! hayatı nasıl hüzünle sona ermişti.
    okumak ama seçerek ayırarak süzerek okumak, önemli bir şeydir. özetle;
    okuyan insana güven duyulur mu? ne okuduğuna bağlı diye cevaplanabilir.
    hiç okumayan insanlar yerine ne olursa olsun okumuş birine ise daha çok güvenirim. niye mi? sentezleyebilir, özümseyebilir, hiç olmazsa düşünebilir de ondan!
  4. böyle bir genelleme yapılamaz bence.kitap okumak elbette değerlidir ancak bir güven ölçüsü olamaz.ama edebiyatı içselleştirmiş bir insanın ortalama bir birinden farklı olduğunuda bir gerçektir.