1. gerçek entelektüleite bu deyil.
    yanlış.
    uzman olmakla entelektüel olmak aynı şey değildir.
    ve entelektüel olanın pratik bilgiyle çok da ilgisi yoktur.
    entelektüelite bir zihin karakteristiğidir, fikirler arasında işlem yapabilme kabiliyetidir. gerçekten kitap okuyarak kazandığınızı iddia edemezsniz.ama okumadan da kazanamazsınız.
  2. türk toplumunda kitap okuyanlarda görülen hezeyan. şimdi entelektüeli bila'e anlatır gibi anlatalım. bir konuda uzman olmanız gereklidir. kendimden örnek vermeyi sevmem ve doktor olduğumu belli etmeyi sevmeyen üstün ve mütevazi bir insan olarak tıp konusunda uzmanım. bu işim ya da mesleğim diyelim. entel olmak için başka bir konuda uzman olmam gerekir tanım gereği.

    ben sinemayı severim. diyelim ki film izleyerek entelektüel olur muyum asla. sinema hakkında kitap okuyarak olur mu asla. ne yapmalıyım teorik ve pratiği birleştirmeliyim. oturdum deli gibi film izledim sinema hakkında bulduğum tüm kitapları okudum. yeter mi hayır. tuttum bir film çektim. başarılı oldu mu hayır. en azından sinema nasıl çekilmez öğrendim. burada bir otör olamadım ve kendimi entelektüel saymadım.

    son zamanlarda sürrealist resim konusuna taktım. bulduğum tüm kitapları okudum. sembolizme ilgim gelişti. teorik olarak pek çok insandan bu konuda bilgiliyim. işin mantığını çözdüm dedim. sonra bir resim yapayım dedim işin felsefesini bilsem de yaptığım resme bakınca senin çizeceğin resmi sikeyim dedim. kitap okuyarak olmadı.

    maalesef teorik bilgi yüklenerek bir konuda uzman olunmuyor. teorik ve pratik bir arada olmalı.
  3. biri "mefhum" demiş, başlığı açan da taksi şoförü edasıyla anlatmış; hafta sonu kafası bi'milyon olanların başlığı olmuş
  4. entelektüel, ülkeden ülkeye, yazardan yazara değişen bir mefhum. her tarif aşağı yukarı, ya bir önyargıya dayanır, ya belli bir döneme.
    (bkz: cemil meriç-mağaradakiler)