1. geçen hafta sonu ezgi kitap evine gittim. burada oturup kitap okuyabileceğiniz çay içebileceğiniz masalar var. masalardan birinde beyaz tenli kızıl saçlı uzun boylu güler yüzlü bir kadın dikkatimi çekti. geçtim karşı masasına afedersiniz öküz gibi bakıyorum. kadın telefondan başını kaldırmıyor. yapacak bir şey yok diye kalktım kitaplara bakıyorum. tesadüfe bakın ki kadının tam arkasında bulunan raftaki kitaplar dikkatimi çekmiş. arada kitaplara bakarken istemeyerek de olsa gözüm kaydı kadının telefonuna. youreads'e bir şeyler yazıyor.

    hemen uzaklaştım. sol frame hızı malum bu yazarın nickini tespit etmem uzun sürmedi. hızlıca daha önce yazdığı entrylere göz attım. ismini vermeyeceğim bir kitaba hayran olduğunu öğrendim. hayran olduğu şarkıcının ismini şarap sever bir hanım olduğunu papatyaları çok sevdiğini vs vs. kadın benim farkımda bile değil.

    kapıdan çıktım dışarıda bir sigara içtim telefonla papatya siparişi verdim ve içeri girdim. merhaba abi diyerek kasadaki adama yöneldim. oldukça sessiz bir ortam olduğu için herkes beni duyuyor. o çok sevdiğini öğrendiğim sarkıcıyı buraya getirmek istediğimi söyledim. hatun kişi kafasını kaldırarak bana baktı göz ucuyla. kasadaki adam bir anlam veremiyor tabii. biraz sessiz olabilir misiniz dedi. tamam müziğe saygınız yok o zaman müşteriye olsun dedim ve hatun kişinin çok beğendiği kitaptan yüz tane istediğimi söyledim. ellerinde o kadar olmadığını ancak getirtebileceğini söyledi. yüz kitabı ne yapacağımı sordu. bu kitabı o kadar çok seviyorum ki tüm tanıdığım insanlara hediye ediyorum dedim.


    hatun kişisi artık gözleriyle beni takip ediyordu. kitapların arasında dolaşıyorum. kadında kalktı bazı kitapları inceliyor. yanına gittim merhaba sakıncası yoksa size bir şey sorabilir miyim dedim. tabii buyurun dedi kocaman gülümseyerek. siz ne suç işlediniz dedim. ne suçu anlamadım dedi suratını ciddileştirerek. sonrasında o çok beğendiği kitabın can alıcı cümlesini söyledim. kahkahayı patlattı. bir çay içelim mi dedim sevinerek kabul etti.


    çay içip sohbet ederken konuyu youreads'e getirdim. ha biliyorum o sözlüğü dedi. ben nasıl üye olunduğunu bilmediğimi ancak okuyup çok beğendiğimi söyledim. çok yetenekli bilgili çok zeki bir kaç yazar olduğunu söyledim. hangi yazarlar diye sorunca üç beş yazar nickinden sonra kadının nickini ve kendi nickimi söyledim. evet dedi söylediğin yazarların çoğunu biliyorum ama asklepios26eses ukala kendini beğenmiş bir sığır bence dedi.


    sonrasında o çok sevdiği şarkıcıyı bu şehre konsere getireceğimi isterse onunla tanıştırabileceğimi söyleyince sevinçten uçtu. bu arada papatyalar mekana geldi. tuvalete gitme bahanesiyle yanından ayrıldım rafların arasına çiçekçiyi çağırıp teslim aldım. hatun kişiye baktığımda telefonuyla ilgileniyordu. yaklaştım ve papatyaları verdim. ben buradan sıkıldım çok iyi bir şarapevi açıldı oraya gideceğim eşlik etmek ister misin dedim.

    dördüncü kadahlerimizi içerken artık karşımda bana hayran bir kadın duruyordu. gülmek için yaratılmış gözlerde yaşlar niye şarkısını gözgöze söyledik. sabah birlikte uyandık. ben kalktım giyinmeye başladım. hemen gitmesen olmaz mı sana doyamadım dedi. ukala kendini beğenmiş bir sığırım ben dedim. lan asklepios26eses sen sen sen çok çakalsın ya dedi. dudaklarına bir öpücük kondurdum ve akşama görüşürüz işe gitmem lazım dedim.
  2. ben hep internetten sipariş ettiğimden sap kalmama sebep olan durumdur.