1. "Hor", yanılmıyorsam Farsçadan gelme bir kelime. "Hor görme, kim bilir ne derdi vardır..." diyor ya ibo; işte buradaki anlamı "değersiz, adi, düşük, kıymetsiz" olarak açıklayabiliriz. Bunun yanı sıra "iyilik, güzellik, hayır" anlamına da gelir ( "hora geçti" denir örneğin. Bir de "hayır" kelimesinin kendisiyle etimolojik bir bağlantısı var mıdır, bilen açıklarsa çok "hora geçer" -eyice belleyin diye cümle içinde bile kullandım bakın- ).

    Bir de yine farsçada ismin sonuna eklendiğinde "yiyen" anlamı veriyor (kelimenim bir diğer anlamı da "yemek / yiyen). Açılmış başlık da bu kullanımın çok bilinen bir örneği. Köfte-hor / köfte-yiyen, miras-hor / miras-yiyen gibi. hatta 0 beden hafızam beni yanıltmıyorsa, yine youreads'te bir beyit okumuştum, içinde "gam mehor" şeklinde bir öbek vardı. Manası "gam yeme / üzülme" ("me" farsçada aynı "not" gibi olumsuzluk eki fakat galiba genellikle fiilin önüne ekleniyor). beyiti de bulabildiğim vakit paylaşacağım kuzucuklarım.

    Ezcümle, ismin sonuna otursa yiyici, ismin / fiilin berisine çökse adi, namussuz, şerefsiz dedirtir bu kelime, yaranamazsınız anam. Bi yaralı parmağa işemişliğiyle hora geçmişliği de pek azdır, işine nasıl gelirse. Ben de gene uzatmışım ama siz kızmazsınız bana de mi köftehorlar?

    Birinci edithamit: bahsettiğim beyit şu girideymiş, şükrans a lot.

    İkinci edithamit: başlık başıma / başlık başıma/ entry'si ben olayım...