1. Weizmann Bilim Enstitüsü’nün sinirbilim başkanı Profesör Noam Sobel:

    “Kokuların, davranışlarımızı ve diğer insanları algılamamızı etkilediği çok iyi biliniyor ancak diğer memelilerin aksine, bizler bu kokuları açık olarak birbirimizden bilinçli bir şekilde gruplandırmıyoruz. Bunun yerine, deneylerimiz gösteriyor ki el sıkışmalarımız bu amaca hizmet ederek aktif bir sosyal feromon (hayvanlarda bedenin ürettiği, karşı cinsi etkileyip uyaran salgı) arama işlevi görüyor.” demiş.

    yani el sıkışma aşamasından sonra yapılan bir kaç deneyde şurada bahsedildiği gibi, elimizi yüzümüze götürüyormuşuz. karşımızdaki kişinin kokusunu algılamak için böyle bir durumu yaşadığımı anımsamıyorum açıkçası. dış ortamda zaten elimiz her yere temas ediyorken benim elimi yüzüme götürmem kat'iyen söz konusu olamaz. bunu geçtim zaten biraz bir yakınlık sonrası o kokuyu algılamak da mümkün.

    şüphesiz ki kokuların insanlar üzerinde sandığımızdan çok daha fazla etkisi var. kokuya karşı ben gibi duyarlı olanlar varsa şayet demek istediğim bir kat daha anlaşılır duracaktır. burada bahsettiğimiz bilmem kaç liralık parfümlerin fas fis bolca sıkılması değil elbet. kaldı ki beden temiz olmayınca, o kullanılan parfümlerin de bir numarası kalmıyor. bu yüzden bir parfüm aldığınız da beğenerek, bir başkasında durduğu gibi durmayabilir üzerinizde. kişisel temizliği ne kadar layıkıyla yaparsanız o derece güzel kokarsınız ki bu zaten biliniyordur. hayır malumum yaz ve benim için eziyet bir dönem; ne kadar bilindiği konusunda şüphelerim var hala.

    bir de yine biliniyordur ama yediklerimizin de vücut kimyamızda yarattığı etkiler üzerinden yola çıkarsak ^:ben demiyorum tabi^, yediklerimize de dikkat etmemiz gerek. bir sarımsağı çiğ olarak tüketmeden önce bir kırk kere düşünmek gibi. ya da bir kimyonu ben gibi yumurtanın üzerinde dahi seviyorsanız, bu yaz sıcaklarında elinizin tersiyle itmek gibi. ama tüm bunların yanında; bol bol maydanoz yemek gibi..

    koku denen şey çok mühim ya..aman diyim.