1. bir gün 3 arkadaş oturduk muhabbet ediyoruz, ana temamız ev kiraları, evler falan. mecidiyeköy'de kiraların saçma şekilde yüksek olması gibi konularda sırayla fikrimizi söylüyoruz. güzel samimi bir ortam vardı ne olsa 15-16 senelik arkadaşlarız. derken o olay oluverdi ve arkadaşlığımız boyut değiştirdi. arkadaşımızın nasıl olduysa beynine reset atıldı ya da kendi kendine oldu. 3-4 dakika kadar geriye gitti hala oradan devam ediyor. diyalog bundan 8 yıl önce şöyle gelişmişti.

    a: yav ne mecidiyeköyü, mecidiyeköyde 900 vereceğime iki vasıta fazla biner hisarüstünde yaşarım.
    y: bence de, oraya girilmez, girersek çıkamayız. başka yerlere bakalım ucuz olsun bizim olsun.
    d: olm ben kıztaşında bir ev gördüm, mutfağı banyosu süperdi, hem de 500 kirası!
    a: kıztaşı nere lan ora nerde ilk defa duydum.
    y: fatihte mi nerde oralarda olması lazım.
    a: ya ora da bakma merkeze yakın da çok içerilere giriyosun trafik falan olabilir yol üstü olsa daha iyi bence. ne bileyim bahçelievler olur, beşiktaş olur.
    y: yok kanka oralar da iyi ulaşım sıkıntısı çekmeyiz. kocamustafapaşa falan hep öğrenci gerçi pahalı olabilir.
    d: olm ben kıztaşında bir ev gördüm, mutfağı banyosu süperdi, hem de 500 kirası!
    a:??
    y:??
    d:??
    a: noluyo lan? hoşt
    y: bismillah subhallah kimsin sen?

    neyse bu şoklanma bi beş on dakika sürdü. arkadaşa durumu izah etmeye çalıştık pek bişi anlamadı. adam resmen 5 dakika kadar geriye gitti oradan devam ediyor hayatına. biz uzaylı falan olabileceğini düşündük, düşünmedik değil. ya da o an cin çarpmış da olabilir. sonuçta sistemsel bir şeylerse geriye gitme var. hatta yıllar sonra bu nişanlandı evlenecek toplandık. kıza dedim bak evleniyosun ama bu çocuk başka bir şey çıkabilir. durumu anlattım o da biraz ürktü tabi de önemsemedi ne olacak zıpkın gibi delikanlı kim ne yapsın 5 dakika geriden geliyorsa geliyor yani mühim bulmadı. biz çok korktuk şahit olduğumuz için. şimdi bir yerde tekrar karşıma çıkıp, "olm kıztaşında bi ev gördüm .." diye konuya girmesinden korkuyorum.
    abi
  2. tıp 1. sınıfta olduğum dönem. tıpı kazanmanın heyecanıyla arkadaş grubuyla bir gece acilde nöbete kaldık. daha hiçbir şey bilmediğimizden boş boş oturuyoruz yani sohbet muhabbet. gece 2 ya da 3 sularında bir adam getirdiler ambulansla. sarhoş adam. yol kenarında yığılmış kalmış.
    adam bi bayılıyo gibi oluyor bi kendine geliyor falan bunu ayıltmak için ambulans görevlisi de sert bir tokat attı. adam dellendi tekme yumruk falan girişiyo. kollarını tutuyo güvenlik ısırmaya çalışıyo falan.
    bunu bir güzel sedyeye bağladılar ellerini ayaklarını. sakinleştirici yaptılar. yine kafa gidiyo gibi oldu bunun. doktor bilincini açık tutun uyumasın dedi. işte soru soruyolar konuşturuyolar. güvenlik görevlsi gelmiş senin ananın adı hatice mi diye sordu. haydaaa. lan sen benim anamın adını nerden biliyon diye adam dellensin mi yine. bağlarını kopardı herif ellerini tutuyolar da köpek gibi diş gösteriyor. yine zor zaptettiler. bi doz daha sakinleştirici yaptılar. içmiş sızmış adam bi şeyi de yokmuş gönderdiler kendine gelince sonra.
    ilk nöbette bunu yaşadım. millet korkuyo ama ben iyi gülmüştüm. adam diş gösterdi lan asdafga
  3. 2 sene önce sevgililer gününde dolmuşla kadıköy'e gidiyordum.
    ön koltukta oturuyorum, çalan radyodaki adam söyle bir anons yaptı:

    "bu güzel sevgililer gününde simdi yanınızdakini o güzel insana dönüp elini tutun ve seni seviyorum deyin"

    arkadakilere göz attım, oturanların hepsi çift ve çiftler birbirlerinin elini tutup "seni seviyorum" dediler. önüme dönerken şoföre gözüm takıldı ve şoför bana aynen sunu dedi:
    - sakın aklına bile getirme
  4. yer: öğretmenler odası
    zaman: boş ders
    matematik öğretmeni: m
    fizik öğretmeni: f
    edebiyat öğretmeni: k (kesret)

    m: geçen gün izmir yolunda gidiyorum tam gaz, bir anda arabanın yağ göstergesi yandı, onunla uğraştım.

    k: ...

    f: iyi ki o göstergeler var abi yaa...

    k: ner'de o göstergeler?

    m: direksiyonun arkasında var ya kesret, sorun olunca kırmızı olarak yanıyor.

    k: e benim kırmızı yanıyor birkaç tanesi.

    f: nasıl yani? hangisi yanıyor?

    k: vallahi yanıyor işte. bir tane alaaddin'in sihirli lambası gibi bir şey var, su damlıyor gibi.. o yanıyor.

    m: motor yağı!

    k: bir tane de kutu gibi bir şey, artı ve eksi var üstünde. o yanıyor.

    f: akü bitmiş!

    k: ...

    m: yauu kesret nasıl geldin allah aşkına??

    k ve m telaşla arabanın yanına iner. m, kaputu açar, bir çubuk bulur orada, çıkarır ve bakar.

    m: ee yağ var gibi aslında. tuhaf... ver bakayım anahtarı bana.
    ...
    m arabayı çalıştırır ve kesret'e seslenir...

    m: bak bakayım, arabayı çalıştırdığın esnada şu yananları mı diyorsun?

    k: evet. :s

    m: ahh kesret ahh, yürü allah aşkına gidelim. anlatacağım ben sana... sana ehliyeti veren...

    k: ...