-
- okudum
- okuyorum
- okumak istiyorum
-
youreads puanı (9.30)
oğuz atay'ın hikayeleri, gündelik hayatı kavrayış derinliği anlatım zenginliği ve okuru alıp götürmedeki enerjileri bakımından romanlarından geri kalmıyor. kitaba adını veren hikayenin "korkuyu beklerken" kendini evine hapseden kahramanı, atay'ın edebiyat güzergahındaki farklılığının en büyük kanıtlarından. yazarın bu kitaptaki ilk hikayeyle var ettiği "beyaz mantolu adam"da öyle... (kitap bilgileri idefix'den alınmıştır.)
-
!---- spoiler ----!
beyaz mantolu adam ve demiryolu hikayecileri, bir rüya öykülerine ayrıca parantez açılması gereken kitaptır. abartılı bulunabilir, bilemiyorum ama beyaz mantolu adam öyküsü aynı çizgi üzerinde giden kafka'nın dönüşüm'üne göre çok daha sağlamdır.
!---- spoiler ----!
demiryolu hikayecileri, bir rüya öyküsü mehmet atay tarafından muhteşem seslendirilmiş. kitabı okuyanlara onu tekrar yaşama fırsatı vermek, okumayanlara da ne kaçırdıklarını göstermek adına;
https://www.youtube.com/watch?v=kKvVFQd4KTs -
!---- spoiler ----!
" (...) mesele bir şeyleri sıcak bir çorbanın kokusunu duyar gibi duyabilmekti. bense bunu hiç becerememiştim. ne tabiatı, ne insanları, ne de olup bitenleri hiç sevmemiştim; kendimi bile, kendi yaptıklarımı bile. (...) ben bir şeyin taklidiydim; fakat, aslımı bile doğru dürüst öğrenememiştim. beli de bana ne olduğunu sonuna kadar okumamıştım. yarabbim ne korkunç! belki de birilerinden duymuştum, onlar da başka birilerinden duymuştu, başka birileri de... ülkeme ve insanlarına kızmaya başladım: kimsenin doğru dürüst okuduğu yoktu. doğru dürüst hissetmesini bile beceremiyorlardı. bu yüzden insan, duyduğu şeyleri söyleyen insanların kültürüne güvenemiyordu. belki bu zavallılığın, bu yarım yamaklığın, bu gülünç durumun bile bir aslı, gerçek bir biçimi vardı. düşünme! dedim kendi kendime, düşünme. düşünmeyi bile bilmiyorsun. "
!---- spoiler ----!
(bkz: tehlikeli oyunlar) ile korkuyu beklerken bence oğuz atayın tutunamayanlarının gölgesinde kalmış olmasına rağmen daha kaliteli kitapları. ruhu huzur bulsun, huzurumla oynayan adamın. -
kitabı "ben buradayım sevgili okuyucum, sen neredesin acaba?" sorusuna buradayım cevabı ile kendisini saygıyla anarak bitirdim.
sekiz farklı öyküden oluşuyor bu öykülerin içinde benim en beğendiklerim beyaz mantolu adam, korkuyu beklerken ve babama mektup öyküleri oldu.
beyaz mantolu adam hiç konuşmayan, tepki vermeyen varlığı ile yokluğu belli olmayan birisi, beyaz mantolu adam öyküde bir nevi bereket tanrısı gibi veya ilham perisi gibi aktarılmış.
kitaba adını veren korkuyu beklerken öyküsünde kahramanımızın evde bulduğu yabancı kelimelerle yazılmış esrarengiz mektup sonrasında yaşadıklarını anlatıyor, uzun süren bu korkuyu bekleme durumu bir zaman sonra alışkanlık haline geliyor bu bekleyiş sonlandığı vakit kahramanımız büyük bir boşluğa düşüyor, bocalama döneminden geçiyor son olarak beklediği korkuyu kullanmaya başlıyor.
babama mektup öyküsü, bir oğlun ölen babasının ardından kendince hesaplaşmasını ve babasına karşı şikayetlerini, serzenişlerini anlatıyor. bu oğul babaya karşı ne kadar şikayet de etse aslında onun aynısı olduğu gerçeğini içtenlikle mektubunda belirtiyor.
bir de mektup öyküsü var bu öyküyü okurken sanki bir delinin anı defteri öyküsünü okuyor muşum hissine kapıldım.