• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (8.62)
körlük - jose saramago
araba kullanmakta olan bir adam, yeşil ışığın yanmasını beklerken ansızın körleşir. körlüğü, başvurduğu doktora da bulaşır. bu körlük, bir salgın hastalık gibi bütün kente yayılır; öldürücü olmasa da tüm ahlâki değerleri yok etmeyi başarır. toplum, görmeyen gözlerle cinayetlere, tecavüzlere tanık olur. ayakta kalabilenler ancak güçlü olanlardır. koca kentte körlükten kurtulan tek kişi, göz doktorunun karısıdır. portekiz'in yaşayan en önemli yazarı olan jose saramago, bu çarpıcı romanında körlük olgusunu bir metafor olarak kullanmış, basit imgelere, sıradan sözcük oyunlarına başvurmadan, yoğun bir anlatımla, anlatıcının ve kahramanların konuşmalarını ortaklaşa bir monologa dönüştürerek, kurgunun evrenselleşebilmesi açısından kişilere ad vermeksizin liberal demokrasinin insanları sürüklediği sağlıksız ortamı olağanüstü bir ustalıkla yaratmıştır. (idefix'den alınmıstır.)


  1. !---- spoiler ----!

    her geçen gün biraz daha kör olacağım, çünkü beni gören kimse kalmayacak.

    !---- spoiler ----!
  2. !---- spoiler ----!

    -neden kör olduk?
    -bilmiyorum,bunun nedeni belki bir gün keşfedilir.
    -ne düşündüğü söylememi ster misin?
    -söyle
    -sonradan kör olmadığımızı düşünüyorum,biz zaten kördük.
    -gören körler mi?
    -gördüğü halde görmeyen körler.

    !---- spoiler ----!

    yine harika bir metaforla taşı gediğine koyuyor usta.evet aynen dediğin gibi gördüğü halde görmeyen körlerle dolu dünya.
  3. psikolojik kurgu kitabı. değişen ahlak yapıları , değişen hayat koşullarını göz önünde bulundurarak durumun psikolojisini en içsel şekilde incelemiş kitap. oldukça zevkli bir anlatımı söz konusudur. kalın ya da ince diyemeyeceğimiz yaklaşık 400 sayfa olmasıyla birlikte hızlı bittiği için hızlı tüketmenizi önermem.
    sezar
  4. okuduğum en güzel romanlardan biri. eserde karakterler isimleri değil sıfatlarıyla anılmaktadır;

    -birinci kör
    -birinci kör' ün karısı
    -doktor
    -doktor' un karısı
    -sekreter
    -siyah renk gözlüklü genç kız
    -gözü siyah bantlı yaşlı adam
    nid
  5. enfes bir liberalizm eleştirisi. aynı zamanda da ahlak anlayışının duruma göre nasıl değişebileceğini genelgeçer bir ahlak anlayışının mümkün olmadığını dolayısıyla -bana göre- hayatı kendi ahlak anlayışımıza göre değerlendirmenin ne kadar aptalca olduğunu da anlatır bir bakıma.

    yalnız bir yanlışı düzeltmek gerek. bu kitap nobel ödüllü değildir, dahası hiçbir kitap nobel ödüllü değildir. nobel ödülü kitaba verilmez, yazara verilir.
  6. youreads eşzamanlı kitap okumaları grubunun şubat ayı kitabıydı. bir solukta olmasa da dört beş solukta bitti, çünkü okuduğum en akıcı kurgulardan biriydi. öncesinde de hic spoiler yemediğim için hep bi merak içinde çevirdim sayfaları. beklediğim gibi bitmedi tabi ama bunun da kasıtlı olarak yapılmış olması iyiydi.

    kitabın geneline baktığımızda iki önemli olgu vurgulanmıştı. birincisi ahlak anlayışı, ikincisi örgütlü toplum yapısı. bana öyle geldi ki; yazar devlet yapılanması bir vesile olmadığında topluluğun nasıl da hayvanlaşağını vurgulamak istemiş ve özellikle ahlak öğretisinin buna bir çözüm olmayacağını eklemiş. çünkü en temel ihtiyaçlar karşılanamayınca ve düzen sağlayıcı olmayınca ahlakın bir önemi kalmaz demek istemiş.

    kitapta karakterlerin sürekli sıfatları ile anılması da ayrı bi ilginçlik olmuş. dilm gibiydi sürekli gözümde canlandı bittiğinde film izlemiş gibi hissettim. zaten filmi de varmış ona da bir ara bakmak isterim bakalım hayalimdeki gibi mi çıkacak.

    kitabı öneren arkadaşımıza ve okuma grubu sakinlerine teşekkürler. güzel bir roman daha okumuş oldum.
    abi
  7. jose saramago öyle iyi anlatmış ki, adeta bir kör gibi diğer duyularınızın keskinleştiğini hissediyorsunuz.

    !---- spoiler ----!

    akıl hastanesindeki pis kokular burnunuza geliyor, tecavüze uğrayan kadınların çığlıklarını duyuyor, duvardaki makasın vicdansızlar koğuşundaki elebaşının boynuna saplanışını hissediyor, göz doktorunun karısının marketin deposunda bulduğu ilk yiyecekleri tadıyorsunuz. ama en çok da koşullar değiştiğinde insanların nasıl insanlıktan çıktığı tokat gibi çarpıyor suratınıza. bana öyle oldu ve belki bu yüzden en sevdiğim karakter gözyaşı yalayan köpekti.

    !---- spoiler ----!
    ru
  8. hayatımda okuduğum en farkındalık yaratan kitaptır. ahlak anlayışının birincil güdüler karşısında nasil değer kaybettiğini ve bencilleşmeyi de çok iyi betimler.
  9. bulamadığım kitaptır. ya çok satıldığı için yok satmaktadır ya da sadece benim beceriksizliğimdir.