• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (8.62)
körlük - jose saramago
araba kullanmakta olan bir adam, yeşil ışığın yanmasını beklerken ansızın körleşir. körlüğü, başvurduğu doktora da bulaşır. bu körlük, bir salgın hastalık gibi bütün kente yayılır; öldürücü olmasa da tüm ahlâki değerleri yok etmeyi başarır. toplum, görmeyen gözlerle cinayetlere, tecavüzlere tanık olur. ayakta kalabilenler ancak güçlü olanlardır. koca kentte körlükten kurtulan tek kişi, göz doktorunun karısıdır. portekiz'in yaşayan en önemli yazarı olan jose saramago, bu çarpıcı romanında körlük olgusunu bir metafor olarak kullanmış, basit imgelere, sıradan sözcük oyunlarına başvurmadan, yoğun bir anlatımla, anlatıcının ve kahramanların konuşmalarını ortaklaşa bir monologa dönüştürerek, kurgunun evrenselleşebilmesi açısından kişilere ad vermeksizin liberal demokrasinin insanları sürüklediği sağlıksız ortamı olağanüstü bir ustalıkla yaratmıştır. (idefix'den alınmıstır.)


  1. hiçbir karakterin adının olmadığı, zamanında dost kitapevinden jean paul sartre almak yerine yanlışıkla, bir yanında olduğundan aldığım kitap. eve gelince farketmiştim, çok da güzeldi. bu arada sartreyi halen daha okuyamadım.
  2. sinemaya uyarlanmış hali nadiren başarlı olan romanlardandır. ardından gelen (bkz: görmek - jose saramago) ile beraber içerik olmasa da nitelik olarak benzer bir tat bırakır.
  3. kafka'nın dava ve dönüşüm, orwell'in hayvan çiftliği ve william golding'in sineklerin tanrısı kitapları kadar derin ve sorgulatıcı bir kitaptır. körlük bir metafordur, insanları akıl hastanesine kapatmak, hastanede cetelerin kurduğu o düzen bir metafordur. daha bir dolu metafor vardır bu kitapta. o yüzden bu kitabı görebilen kör gözlerle okumamak gerekir. bu kitaba yapılacak en büyük saygısızlık; bu kitabı sorgulamadan, düşünmeden okumaktır.

    !---- spoiler ----!


    kitapta benim en çok hoşuma giden şey ise kendimi doktorun karısı gibi hissettiğimdi. koskoca körler ülkesinde tek görebilen insan olmak. onların yanından hayalet gibi geçmek ve en önemlisi onların göremediği, oluşan yeni düzenin düzensizliğini ve düzenin pisliğini görebildiğini hissetmek. ikincisi ise o çetenin yaptıkları karşısında insanların kayıtsız kalmasına duyduğum rahatsızlıktı. benzer bir muameleye maruz kalsam ancak bu kadar rahatsız olabilirdim.


    !---- spoiler ----!
  4. karakterlerin isimleri yoktur. "gözü siyah bantlı yaşlı adam" gibi tabirler kullanılmış.
    ayrıca bay saramago virgül ve noktadan başka hiçbir noktalama işaretine yer vermemiş.
    (bkz: görmek) isimli kitap bu kitabın devamı gibiymiş. duyurulur^:swh^
  5. saramago'nun her kitabına en sevdiğim kitabı diyesim geliyor ama bu ilk okuduğum kitabi olduğundan olsa gerek yeri ayrıdır. hiçbir kitabında görmediğim kadar iyi bir sistem eleştrisini içinde barındırır.
  6. körlük kitabı ile ilgili ;
    ne düşündüğümü merak ediyorsanız demiş.

    bu kitapla anlatmak istediğim, hepimizin körleşmeye başladığı değildi.
    bence körleşmiyoruz. hepimiz zaten körüz.
    körüz ama bakıyoruz. bakabilen ama görmeyen kör insanlarız.
  7. kitap korkutucu düzeyde gerçekçi. yazar kafasında bir deney yapmış ve bütün girdileri tek tek hesaplayarak sonuca ulaşmış gibi. kitabın hiç bir çıkıntısı yok, her karakter ve olay özenle sıralanmış, derlenmiş, toplanmış, anlatılmış. "körlük bir salgın olsaydı" gibi aslında basit ama benzerine rastlamadığım bir kurgudan yola çıkarak hem çok farklı hem hiper realistik bir dünya kuruyor. okudukça anlatılanların ne kadar isabetli olduğuna şaşırıyor, yazarı takdir ediyorsunuz. ben şahsen kitabı bu gerçekçi yönüyle okudum. kitapta geçen ahlaki sorgulamaların, bir kısım felsefi tartışmaların bu dünyanın içinden okunabileceğini düşünüyorum. bana kalırsa kitabı bir metaforlar yığını gibi tarif etmeye gerek yok. ya da belki ben bu metafor kelimesini sevmediğim için böyle düşünüyorumdur.
  8. körler ülkesinde tek gözlüler baş olur.
  9. başlarında olduğum kitap.olay örgüsünün şu ana kadar sıkmadığını söyleyebilirim ama kitap hakkında aldigim spoilerların "ne zaman o'na gelcek?" tedirginliği de yaşattığı aşikar.benim tavsiyem asla kitap okumaya başlarken kitap hakkında birisiyle konuşmayın veya arka kapaktaki kısmı okumaya yeltenmeyin bile.
  10. jose saramago'nun yaratıcı bir kurguya sahip toplum ve birey açısından varolan düzene yönelik okuyucuya çarpıcı bir sorgulama sebebi sunan kitap. saramago, körlük metaforuyla aslında modern yaşamda insanın takındığı zırhı kaldırıyor.

    yaratılan düzene uyum sağlayan, topluma göre iyi-doğru insanların yaşadıkları güçlük karşısında bastırılmış özüne ışık hızıyla dönebilmesi.

    geçici bir felakette dağılan saydam ve kırılgan bağlarla kurulan düzenin bayağılığı, bastırılan öz için bağlayıcılığı olan ve böylece daha sağlam kurabilecek bir toplumsal düzenin gerekliliği.


    !---- spoiler ----!

    ...yapacağımız her hareketten önce ciddi olarak düşünmeye başlasak, vereceği sonuçları önceden kestirmeye çalışsak, önce kesin sonuçları, sonra olası sonuçları, sonra rastlantısal sonuçları, daha sonra da ortaya çıkması düşünebilecek sonuçları düşünmeye kalksak, aklımıza bir şey geldiğinde, bulunduğumuz yere çakılır, hangi yöne olursa olsun bir adım bile atamazdık. sözlerimizin, hareketlerimizin iyi ve kötü sonuçları, kuşkusuz, ileride yaşayacağımız günlere, hatta bizim bu sonuçları doğrulamak, kendimizi kutlamak ya da başkalarından özür dilemek için artık bu dünyada bulunamayacağımız günlere göreceli olarak düzgün ve dengeli biçimde dağılır, zaten kimi insanlar da bu durumun ölümsüzlük denen ve çok sözü edilen şeyin ta kendisi olduğunu ileri sürer, iyi güzel de, bu adam öldü, bizim de onu gömmemiz gerekiyor...

    !---- spoiler ----!

    hikayede her yer alışında tebessüm yaratan ise; gözyaşı yalayan köpek.

    ayrıca oldukça benzer, hatta daha gerçekçi diyebileceğim bir kurguya daha derinlemesine dalan bir kitap (bkz: veba - albert camus)