• izledim
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (7.09)
kötü kedi şerafettin - mehmet kurtuluş
sıradan bir mart sabahı şerafettin, kadim dostları fare rıza ve martı rıfkı ile akşam için mangal hazırlığı yapmaktadır. ancak gün içinde başına gelmedik kalmaz, babası tonguç tarafından evden kovulacak, düşmanlarının saldırısına uğrayacak, baba olduğunu öğrenecek, ilk kez aşık olacak ve başına bir sürü olay gelecektir. yine de bütün bunlar olurken akşam o mangalı yapmaya kararlıdır.
(sinemalar.com/film/231842)


  1. Büstün 96 senesinde kaleme aldığı Kötü Kedi Şerafettin çizgi roman serisinin beyazperdeye uyarlanmış olan yönetmen koltuğunda iki güzel insan mehmet kurtuluş ile ayşe ünalı gördüğümüz türk yapımı animasyon sinema filmi. (*:dikkat bu bir tanımdır)

    Kötü Kedi Şerafettin yani kısaca şero, kağıt üstünde 20 yıllık bi hikayesi olan bir kedi. Beyazperdeye çıkış hikayesi de yaklaşık 10 senelik. Mehmet Kurtuluş'un verdiği bi demeçte "...Yetişkinlere animasyon film yapmanın, kült bir film yapmanın fark yaratacağını inandık onun için çıktık yola." demişti. Dönemin ülkemizdeki animasyon altyapısını düşünecek olursak, ikili imkansızı istemişler ve yıl 2015, şero, berlinde dünyanın en büyük animasyon festivallerinden biri olan Annecy'de ‘‘Yapımı Devam Eden Filmler’ kategorisindeki yarışmaya, Rio ve Buz Devri filmlerine de imza atmış olan Blue Sky Stüdyoları’nın son çalışması Snoopy ve Charlie Brown Peanuts Filmi gibi yapımlarla birlikte seçildi.

    Annecy ardından Cannes film festivalinde filmin dünya hakları Odin’s Eye şirketine satılmasıyla şero, yurt dışına pazarlanan ilk türk animasyon filmi olmayı başardı. Yurt dışında "Bad Cat" adı ile elli yerde vizyona girilmesi bekleniliyor.

    Hiç şüphesiz Şeronun Türk animasyon tarihinin mihenk taşı olduğunu söyleyebiliriz. Filme gidenler kafilesinden katılmış biri olarak filmin animasyon yönünü ele alalım. tek kelimeyle mükemmel. İstanbul'un Cihangirini birebir çizgiye uyarlamasını izlemek keyif vericiydi. Zor olan çizgi romanları aktarmak olsa gerek. Şeronun mizacını ve karakterini canlandırmanın üstesinden gelmişler. Uğur Yücelin sesi bu işte büyük bi katkısı var tabiki de. Kedi dile gelmiş lan... Tek eksik yanı senaryo. İlk kitaptan 4 hikayeden yola çıkılarak tam olarak dahil edememişler.

    Kısaca biletin hakkını veren bu kediye
    (bkz: sana puanım dokuz kankam) dokuz üzerinden (*:swh)

    edit faciası: Röportajlar var taze taze. Onları bırakıp sonlandırıyorum hayırlısıyla.

    ¹ Sabah gazetesi - Sen neymişsin be kötü kedi şerafettin

    ² CNNTURK - Dergi kokan film kötü kedi şerafettin

    sonuncusunu ve en güzelini çocuğunu pepee ile büyüten ebeveynlere sakladım NTV - Bu çizgi filme çocuğunuzu getirmeyin
  2. büyüklere özgü animasyon yapayım derken güzel bir konuyu küfürle heba etmiş, adam akıllı tek bir espri bile içermeyen animasyon filmi. evet, belki 20 yıllık bir karakter, belki türk sineması için önemli bir adım ancak bu her 10 kelimenin 4'ünün küfür olmadığı anlamına gelmiyor. filmden çıktıktan sonra aklınızda gülecek belki 1 belki 2 şey kalıyor.

    uzun yıllar recep ivedik'i eleştirenlerden birisi de bendim. kaba, tutarsız bir insan modelinin insanlara kötü örnek olduğunu düşünüyorum. ancak yine de göz ardı edilmemesi gereken bir zeka çalışması vardı recep ivedik'te, zekice espriler. kaba, uygunsuz vs. olabilirlerdi ancak yine düşünülerek yapılmışlardı.

    bu filme gidin, izleyin, 1 2 saat gülün, eyvallah. ancak bir film güldürdü diye iyi midir diye sorun.

    ve şunu da söylemek istiyorum, görüntüler gerçekten çok iyiydi. en başta kameralarla çekilmiş bir görüntü izliyorum sandım.
  3. "Tecavüze uğrayan birine "Komik miydi?" diye sorar mısınız? Sorulmaz elbet!.. Ancak medyada, sinemada, sosyal medyada tecavüzün "mizahmış" gibi kullanılmasına çok sık rastlıyoruz."

    "EVET TECAVÜZ mizahının ERKEKLER ÜZERİNDE BİR ETKİSİ VAR."

    kötü kedi şerafettin filmi "tecavüzün mizahı olur mu?" tartışmasını da yeniden gündeme getirdi. medyadaki cinsiyetçiliği teşhir etmek ve okurlarını da bu çabaya dahil etmek amacıyla kurulmuş cinsiyetçilik karşıtı bir mücadele platformu olarak kurulan cinsomedya ile kadın gazetesi olarak yayınını internette sürdüren kazete sitelerindeki yazıları paylaşmak istiyorum.

    gülüp, eğlenirken neye gülüp eğlendiğimiz de önemli değil mi? sinema filmi, bir kaç saatte tüketilecek bir 'nesne' midir yalnızca?
  4. bülent üstünün 1996 l-manyak dergisinde yarattığı efsanevi seriden oluşturulan bir seçkinin sinema filimi.bu filimi doğru bir şekilde yorumlayabilmek için bu seri hakkında biraz daha bilgi gerekiyor bence filimi izlemek yeterli değil taktir edersiniz ki bu bir uyarlama. şerafettin yarı insan yarı kedidir. babası tonğucun mastürbasyon yaptıktan sonra ortaya saçılan spermine oturan dişi bir kediden dünyaya gelmiştir(bu kısmı beyaz perdeye aktarmak sanırım yürek ister). ayrıca 7 kişi tecavüz ettikleri dişi bir kediden tacettin adında bir oğlu olur. türkiye sınırları için oldukça punk bir karakter.böyle bir karakterin neden küfür ettiğini sorgulamak oldukça yersiz.
    sato
  5. gişede istediği başarıyı yakalayamamış film. an itibariyle dördüncü haftasında 356.865 kişi tarafından izlenmiş. on yıllık emek. türk halkı böyle filmleri hak etmediğini gösterdi. şimdi kaliteli animasyon filmi yapmak isteyen insan yapımcı ve yönetmenler bu işten uzak duracak. seyirci ise kaliteli işler neden yapılmıyor ya diye konuşacak. biz recep ivedik'i hak ediyoruz.
  6. asklepios26eses adlı youser'a tamamen katılmak ile birlikte, herkes kendine yakışanı izliyor, dinliyor diye düşündüğüm filmdir.

    şerafettin gerçekten teknik anlamda da çok başarılı bir filmdir. insanlar çoğu zaman filmleri gişe için yapıyor gibi görünse de filmin şu andaki izlenme sayısı sanıyorum kendisini kurtarmıştır. ve bizim gibi, bu tür kaliteli yapımları beğenecek insanlar için film yapmalarını sağlayacak tek şey zarar etmemektir. çünkü herkes dengi izlesin diye sinema filmi yapar bizim sektörde. her ne kadar bazı uyanıklar her kesim izlesin diye yırtınıp saçma sapan şeyler çekse de hal böyle değildir. recep izleyen ne yazık ki izleyecek.. fakat biz de bu tür yapımları izleye izleye kendimiz için yapılmış olduğunu bildiğimiz ürünleri arttıracağız.
  7. her ne kadar iyi ya da beklenilen gişeyi yapamamış olsa da türk animasyon tarihinde milat olmuş bir yapımdır. aynı kategoride bundan önceki eserler de sonra yapılacak eserler de kötü kedi şerafettin-insan mıyız ulan biz ile karşılaştırıldıktan sonra yorumlanacaktır. animasyon açısından çıtayı çok yükselten bir çalışma olmuş, emeği geçen herkesin eline sağlık.

    bu girizgahtan sonra minimum spoiler içeren bir şeyler yazmaya çalışayım film hakkında. senaryo olarak objektif yorumlamam çok zor, çünkü fanatik okuyucusu olduğum bir çizgi roman. bunu yazma sebebim sevdiğim bir eser olduğundan dolayı savunuculuğunu yapacağımdan değil, yanlış anlaşılmasın. anlatmaya çalıştığım; ilk defa sinemada karşılaşan bir kişinin açısından bakamadan yorumlayacak olmam.

    yıllarca okuduğumuz hikayelerden çok büyük farklılıklar olmadan, ufak dokunuşlarla yumuşatılmış bir hikaye olmuş. senaryodaki gedikler ilerideki yapımlarda çözülemeyecek kadar uçsuz değil. yalnız akış ve aksiyon olarak oldukça iyi gitmişler. hatta tehlikeli bir yoruculuk bile içeriyor olabilir seyirci için. seslendirmeler konusunda kişisel görüşüm özellikle uğur yücel’in doğru isim olmadığıdır (yanlış anlaşılmasın kötü demiyorum.), ahmet mümtaz taylan’ın da karaktere tam anlamıyla oturmadığını hissettim ama şero karakteri için daha fırlama bir ses bekliyordum, okan bayülgen iyi bir alternatif olabilirdi mesela. ayrıca yekta kopan’ı film boyunca duymak istemedim desem yalan olur.

    bülent üstün şero’yu ilk yarattığı yıllarda dergiye giden bir amatördüm, az biraz oradaki muhabbetleri takip ederdik tabi amatörlüğün verdiği o hevesle. karakterleri yaratırken ileride bunun animasyonunu yaparız, modellemesi kolay olsun-hareket ederken tutarlı olsun hesabıyla başlamadı bu işe. hatta bu animasyonunu yaparız fikri, ilk birkaç ayda okuyucudan mükemmel bir tepki aldığından dolayı konuşulmaya başlanmış söylediğine göre. zaten şero öyle bir karakter ki mahallenin bıçkın tiplemelerinin hepsinden biraz almış, üzerine süper kahraman tohumu serpilmiş gibi. bizim memleketten öyle kusursuz süper kahraman çıkmaz; saçlar jöleli, kaslı-yakışıklı falan. bizden çıkacak süper kahraman budur. az biraz serseri ama delikanlı, mükremin çıtır da bu tarz bir karakterdi mesela, dünyayı kurtarmıyordu ama dostunu da satmıyordu.

    animasyona bir parantez açarak istanbul modellemelerini yapan ekibi ayrıca tebrik ediyorum. kusursuz bir çalışma olmuş. filmin ekibi zaten kalabalık değil ancak modelleme ekibi daha dar, ancak yetenekleriyle nicel eksikliklerini kapatmışlar resmen.
    filmin içerisinde ufak tefek viral reklamlar var. bu reklamların dozu çok iyi ayarlanmış. cem yılmaz’ın son filmindeki gibi; ‘bu filmi pepsi için yaptım.’ havası yok. eşya varsa o marka, araba varsa öbür marka kullanılmış sadece. al bu marka telefonu kullan, kamerası çok iyi, demiyor hiç bir yerde.

    genel olarak memleketten böyle bir yapım çıktığı için gurur duymamız gerekir. bir kez daha emeği geçen herkesin ellerine sağlık.
  8. şero'nun çizgi romanlarını çok seven ve okuyan biri olarak bayıldığım, izlemeye kıyamadığım film. seslendirme, görseller çok iyi. büstün'ün hayal gücüne zaten söylenecek söz yok. umarım devamı gelir.
  9. bir çok sinemada vizyona girmeyen, çizer bülent üstün'ün filmin internete falan düşmeyeceğini açıkladığı. şehrinizdeki sinemalara gelmeyen izlemek istenilen filmin nasıl izleneceği konusunda açıklaması olmayan. animasyon filmi.
  10. muhteşem bir çizgi roman serisinin, olağanüstü bir animasyonla birleşmesi maalesef oldukça zayıf bir senaryo yüzünden dibe çekilmiş. koskoca kötü kedi şerafettin serisinden çıkara çıkara bu senaryoyu çıkarmaları 'en iyi uyarlama senaryo oskarı' nın de ne kadar önemli bir branş olduğunu bir kez daha gösteriyor.

    ben yine de filmi çok beğendim. sadece türkiye'de animasyon adına çığır açmasından değil, bu animasyonu pixar dahi yapmış olsa (pixar'ın yaptığı ne varsa izlemiş biri olarak) bu filme böyle yapılırdı helal olsun derdim. ama işte senaryo... film önce hikayedir, sonra görüntüdür, sestir, oyunculuktur. elbette kötü bir oyunculuk, görüntü de bir filmi rahatça heba edebilir ama elinde yılların şerafettin'i varken bu kadar zayıf ve klişe dolu bir hikaye ortaya çıkarınca, 1. sınıf animasyon, seslendirme, yönetmenlik vs. bile olsa maalesef sonuç bu oldu. yine de benim için tekrar tekrar izlenecek şahane bir filmdir.
    cre