1. dance first, think later; it is the natural order.

    kötülüğü yönetme felsefesi olarak uygun bir samuel beckett vecizesi. düşünmek başlı başına çökelmektir. bu yüzden önce çalkalamak gerekir.
  2. kötülük kısaca; kendine iyilik yapmamaktır. kötülük denince hemen gözlerin pencereden dışarı yönelmesi doğru değil. dışarıda kötülük yok, yapılmamış iyilikler var, kendine yeterince iyi davranmamış kişiler var. bütçeme göre harcama yapmadım dara düştüm işte bu kötülük, kitap okumadım anlama yeteneğim gelişmedi işte bu da başka bir kötülük. o yüzden örneğin mesajlasma kendine iyi bak diye biter, kendine mukayyet ol, take care. kimse kötülük yapma demez, dilde böyle bi kullanım alışkanlığı yok. demek ki esas olan kendimize ne yapacağımız.
    abi
  3. kötülük iyiliğin var olmaması mı? kötülük neden var? bir insan genelde başkasına, özünde düşünüldüğünde kendine neden yapar bunu?
    iyilik ve kötülük kendi kendine satranç oynamaya benziyor sanki. sonuçta geriye kalan tek şey oluyor. öğrenmek.
    kötülük iyiliği öğrettiği için var o halde. şu hayattan edinebileceğimiz tek şey için. bilgi.
    kötülük olmasa idi iyiliği nereye koyacaktık.

    bir insan, herkes kendi olmuşken ona, kötülük yapabilir mi? yaptığının sadece ama sadece kendine olduğunu bilerek. anestezide çok iyi nir söz vardır: en iyi ağrı başkasının çektiği ağrıdır. başkası gerçekten var mı? o an ağrı duymamamız bizi başkası yapmaya yeter mi?

    ne bu vücud, ne bu akıl, ne bu beden, ne bu kapı, ne bu duvar, ne de bu kara gelen ölüm ayırabilir seni benden. bence, tüm iyiliklerin başlangıcı burası. burası herkesin ben olduğu yer. ama insan garip, insan kıyaslar ve insan burada kalması gerekirken kıyasın, bunun bir tık üzerine çıkar ve haykırır: ben ondan üstünüm.
    hayır. ben, eşitim. sadece ve yalnızca.
  4. kötülüğü şeytanlardan, çirkin insanlardan, kötü söyleyenlerden, kötü gülenlerden beklemeyin. kötülük hepinizin içinde.
    kötülük; en güzellerinizin içinde. kötülük, en meleklerinizin içinde.
    çünkü kötülük, kötülük yapmak için yapılmaz.
    kötülerin en kötüsü, kötülük yaptığından haberi olmayan; anlatsan da farkında olmayacak olandır.

    kötülük üzerine çok konuşabilirim, benim işim bu.
    ama bilin ki kötüsünüz.

    kötü olduğu için insanlardan nefret etmem, onlara kızmam.

    kötülükle ilgili asırlar dolusu birikimime rağmen kötülükle karşılaşıyorsam onları takdir eder, kendime kızarım. siz de öyle yapın. bilin ki siz kötüsünüz, kötülükle karşılaşmamak, karşılaşınca üstesinden gelmek sizin elinizde. ne kadar kötü olabildiğinizle alakalı.

    kötülük deyince akla hayale gelmeyecek sapıklıklar, sapkınlıklar, eziyetler falan da gelmesin hemen aklınıza.

    kötülük deyince; kendinizden başkasına yaşattığınız şeyler gelsin en basitinden.

    kötüyüm, kötüsün, kötü.

    yaşasın kötülük!

    kötülük yaşasın ki iyiler iyi kalsın.