• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (9.33)
kriton - platon eflatun
platon, hiç kuşku yok ki düşünce tarihinin en önemli ve etkili filozoflarından biridir. felsefenin kurumsallaşmasına ve felsefede yazılı geleneğin oluşmasına katkıda bulunmuş, iki dünyalı metafiziğiyle bütün bir ortaçağ düşüncesini belirleyecek olan idealist felsefe geleneğinin başlatıcısı olmuştur. hıristiyan ortaçağ felsefesine ve islam düşüncesine etkisi bakımından da ayrıca önem taşıyan platon, düşünce tarihi boyunca tartışılan tüm problemleri yüzlerce yıl öncesinden ele almış ve ilk büyük felsefi sistemi inşa etmiştir.kriton, platon'un ilk kaleme alınmış eserleri arasında yer alır. platon bu diyalogda, hocası sokrates'in felsefi fikirlerini tanıtır. sokrates'in ölümünden bir gün öncesini konu alan kriton aynı zamanda biyografik bir eserdir ve sokrates'in hayatının son dönemini bize en ince ayrıntısına kadar anlatır. sokrates diyalogda, bir yurttaşın ülkesiyle ve ülkesinin yasalarıyla olan ilişkisini irdeler ve insanın, ülkesinin yasalarına -söz konusu yasaların adaletsiz olduğuna inansa bile- itaat etmekle yükümlü olduğunu, bu yükümlülüğün başka her şeyden önce geldiğini savunur.(tanıtım bülteninden) (kitap bilgileri idefix'den alınmıştır.)


  1. sokrates'in ölüm cezasına çarptırılmasının akabinden yakın dostu kriton tarafından kaçmaya ikna edilmeye çalışmasına verdiği cevaplarla vatanseverliğin, ve erdemli insan olmanın dersini verdiği platon diyaloğu. ayrıca toplumsal sözleşmenin de ilk tohumlarını attığı söylenebilir, yapılan ödev tanımıyla. aklımda en çok yer eden cümlesiyse:

    "çünkü kim sevebilir bir şehri, yasalarını sevmezse?"

    şehrimi ve hatta vatanımı sevmiyorum, ne yazık, evet.
  2. platon’un gençlik dönemi eserlerinden biri. sokrates’in yargılandıktan sonra hapishanede yakın arkadaşlarından kriton ile olan görüşmesini anlatır. sokrates idamı beklemekte. kriton vazgeçirmek için son bir hamle yapar. iki dostun görüşmesini tasvir ettiği için mahrem bir diyalogtur. bu platon’un gençken edebiyata olan merakının meyvelerinden biri bana kalırsa.

    bu diyalog etik üzerine şekilleniyor. sokrates’in iyi yaşam görüşlerinin billurlaştığı bir metin. kriton sokrates’i vazgeçirmek ister. hapishane kapısı açıktır. sokrates’in kaçması kimse için sorun olmayacaktır. başka bir poliste devam edebilir yaşamına. idamıyla arkadaşlarını, ailesini kendinden mahrum edecektir sokrates. kriton çok değerli bir dostunu kaybedecektir. bunların yanında kriton’u parasını arkadaşını kurtarmak için kullanmadığı gerekçesiyle insanlar ayıplayacaktır. kriton bu gibi argümanlarla çıkar sokrates’in karşısına. dışarıdan epey mantıklıdır.
    sokrates ilk olarak kriton’un ayıplanması üzerine konuşur. insanlar herkes için konuşmaktadır. işin özünü bilmedikleri için onların yorumları ne kadar ciddiye alınabilir diye sorar. sokrates kitlelere güvenmez. zaten atina demokrasisiyle olan problemi bunu gösteriyor. sofistlerden tamamen ayrılır bu konuda. kimi kötü yorumların da kriton’un itibarını sarsmayacağını söyler. ciddiye almakla kriton hatalı davranır yoksa. sokrates yorumları akılla ilişkilendiriyor. akıllı birinden doğru yorumlar beklenemez -adorno’ya selam verelim-. hasta olunca hekim yerine sporcunun fikrini almayız. bu yüzden kriton halkın olumsuz yorumlarıyla değerini kaybetmez. olumsuz yorumların yanlış olduğunu bilmesi yalnızca kriton bilse bile bu geçerli midir ama? buradan yola çıkarak sokrates, doğru yorumların akılla elde edilebileceğini söyler. sokratik yöntemin işe yaradığı alanlardan biridir. akıl yoluyla doğru yorumlara ulaşabiliyorsak evrensel ahlaka da ulaşabiliriz olarak yorumladım ben bu tavrı. çünkü sokrates doğru yaşam düşüncesini bu akıl- ahlak ikiliğinden pek ayırmaz. kriton bu konuşma karşısında ikna olmuş görünür.

    sokrates kriton’un itibarından sonra neden burayı terk edemeyeceğini tartışır. yasalarla yetişmiştir. aynı yasalarla yaşarken problemi yokken cezalandırıldığında problemi olmamalı sokrates’e göre. hayattayken yasaların değişmesini dile getirmemiştir. doğru yasaların yapılması için yurttaşlarla konuşmamış, onları ikna etmemiştir. bu üç sebep sokrates’i hapishanenin açık kapıları ardında tutar. yasalara uygunluk ahlaki tutarlılığını devam ettirmesini sağlar sokrates’in. sokrates değişmesi için bir çaba göstermediği yasalara uyar. bu yasaları çiğnemek ahlaki tutarlılığını bozacaktır. sokrates yaşam pratiğini anlatır bu kararla. kaçsaydı “yaşanmaya değer bir yaşamı” olmayacak. yaşamı açısından bütünlüğü sağlıyor. ölüm de bir önem arz etmiyor bu tutarlılık karşısında.

    diyalogdan epey zevk aldım. sokrates yasaların değişmesi, atina demokrasisi hakkında konuşsa da buna bir alternatif önermez. değişmesi gereken yasayı hakikat olarak mı kabul etmiştir? hakikatin değişimi mümkün mü? bu gibi soruları da cevaplasa daha da tatmin olacaktım. ama sokrates’in ahlakını özümseme konusunda yararlıydı.
    sezgi