1. oda tiyatrosuna yakışan mükemmel oyunlardan birisi. oyun içinde oyun.
    küçücük yatak, akıp geçen 1 saat, akılda kalan onlarca cümle, soru.

    ''benim şarkım söylendi nikita, söylendi benim şarkım..''

    ve belirtmek gerekir ki ahmet erkut gerçekten hakkını vermiş oyunun.

    bir kesit,

    !---- spoiler ----!

    hatırlıyorum, o gece... şeyde oynamıştım, saçma-sapan bir komedide. o aptalca yazılmış rolümü oynayıp, kulise çıktığımda, birden gözlerim açıldı. işte o gün, onca sene sonra, aktörlüğü mukaddes bir sanat zannedenlerin, tam birer salak olduklarını anladım. birdenbire, tiyatronun baştan sona yalan ve mânâsız olduğunu gördüm. işten sonra kafa dinlemeye gelen halkı eğlendirmek için yırtınan, hayatta kalmaya çalışan bir esirdim, bir meydan delisi, bir çadır maskarasıydım. kısacası bir soytarı! halkın ne olduğunu gördüm o gün. işte o günden beri, alkışlara, tenkitlere, mükafatlara, "tiyatro"ya inanmıyorum! evet, beni alkışlarlar, fotoğrafımı satın alırlar. ama aralarına girmek istedin mi, bir yaban'ım onlar için, bir çirkefim, kağşamış bir fahişeyim! kendilerini oyalamak için, seninle muhabbete otururlar, içki ısmarlarlar, fakat senin kız kardeşleriyle veya kızlarıya evlenmek istediğini öğrendiler mi, senin...! halka inanmıyorum artık! (tabureye çöker) inanmıyorum artık halka!

    !---- spoiler ----!