-
hayalinden gelir gam hatıra cananeden gelmez
sitem hap âşinalardan gelür biğâneden gelmez
haset avkatına ol ârif-i âlemi şinasin kim
elinden cam düşmez kûşe-i meyhaneden gelmez
umarsın bir nüvaziş açtığın bin zahm için amma
bu insaniyet ey dil gamze-i cananeden gelmez
misal-i halka tuttum gûşumu ebvab-i âfaka
sade-yi nağme-i ayş ü tareb her haneden gelmez
n’ola küstah olursa pîş-i gülde bülbül ey nabî
müra’at-i edeb dest ü dil-i mestaneden gelmez
1-üzüntü bizim gönlümüze her zaman sevgilinin hayalinden gelir, kendisinden gelmez. zulüm hep bildik dostlardan gelir, yabancılardan gelmez.
2-dünyayı bilen o ârif kişinin sürdüğü ömre kıskançlıkla bakalım, çünkü onun elinden kadeh hiç düşmez, kendisi de meyhane köşesinden hiç ayrılmaz.
3-sevgilinin yan bakışının açtığı bin yaraya karşılık olarak hiç değilse bir kez okşamasını beklersin, fakat, sevgilinin yan bakışından bu kadarcık bir insanlık bile gelmez.
4-kulağımı halka misali ufukların kapılarına tuttum. anladım ki zevk ve eğlence nağmesinin sesi her evden gelmez.
5-ey nâbî! bülbül, gülün önünde küstahlaşırsa bunda şaşılacak ne var? edebe uymak, sarhoşun elinden gelmez. onun yapabileceği bir şey değildir bu.
ilk iki beyiti çevirdikten sonra başa çıkamayacağımı anlayıp internetten aldım.