1. istanbulda yaşayan bir kişi olarak yeni bir hava limanının ne kadar gerekli olduğunun farkındayım, lakin yeşil alan ihtiyacımız daha büyük, telafi edilemeyecek kadar yanlış bir şekilde bu proje uygulanıyor, bu açıklamayı ve haberi buraya size taşıdım.

    Bir grup Kuzey Ormanları Savunması aktivisti geçtiğimiz haftasonu 3. havalimanı tahribatını ve İstanbul’u nasıl bir geleceğin beklediğini göstermek için 3. havalimanı proje bölgesinde yer alan köylerden Yeniköy’de piknik yaptı.

    Pikniğin yapıldığı yer Yeniköy meralarının olduğu bölge. Bir zamanlar yemyeşil olan bölgenin büyük bir kısmı iki seneden az bir süre içinde havalimanı inşaatı için yok edildi. Köyün ana ekonomik kaynaklarından hayvancılık ise durma noktasına geldi.
    KOS aktivistleri, piknik ile ilgili yaptıkları açıklamada yaşanabilir bir İstanbul için başta 3. havalimanı projesi olmak üzere Kuzey Ormanları’na gözünü diken her türlü projeye karşı İstanbullular’ın birbirlerine kenetlenmelerinin gerektiğini söyledi.

    Havacılık sektörüne karşı 28 Eylül — 8 Ekim tarihleri arasında Küresel Eylem Haftası etkinlikleri kapsamında gerçekleştirilen pikniğin açıklamasının tamamı ise şu şekilde:

    “Derler ki bir zamanlar kumullarıyla, meralarıyla, balıkların yaşadığı göletleriyle Kuzey Ormanları’nda sadece göçmen kuşların iniş yapabildiği saklı cennetler varmış. Binlerce yıl tüm canlıların yaşam kaynağı olmuş.

    Ve bir gün bu saklı cennetin misafirlerinden insan kendisinin her şeyin efendisi olabileceği sanrısına kapılmış. Tükettikçe semirmiş, semirdikçe tüketmiş. İnşa ettiği kibir anıtları kentlere yayılırken, kentler sınırlarından taşarak dört bir yanı işgal etmeye başlamış.

    Bir zamanlar Kuzey Ormanları’yla iç içe durumda olan bugün pikniğe geldiğimiz yer, ‘kalkınma’ yalanları arkasına sığınarak inşa edilmek istenen 3. havalimanı bölgesinde kalıyor. İki sene önceye kadar yemyeşil olan piknik alanı artık insan eliyle zehirlenmiş; iş makinalarıyla talan edilmiş durumda.

    Peki 3. havalimanı tamamlanırsa nasıl bir gelecek bizi bekliyor?

    Milyonlarca ağacı ve bölge ekosistemine bağlı yaşayan canlıları yok edecek; bölgede geçimini sağlayan köylüler yurtsuz kalacak.

    %90'ı göl ve orman olan havalimanı proje bölgesini betona dönüştürerek bölgede yeni bir kent yaratılacak, İstanbul’un nüfusu katlanacak.

    Ormansızlaşma ve betonlaşma ile bölgede yeni ısı adaları oluşacak; İstanbul’a nefes sağlayan kuzeyden esen rüzgarların önü kesilecek.

    Havacılık sektöründen kaynaklı karbon emisyonları artışına ivme kazandırarak hali hazırda içinden geçmekte olduğumuz iklim değişikliğini hızlandıracak.

    Kadim zamanlardan beri bir arada var olmuş İstanbul ve Kuzey Ormanları’nı birbirinden koparacak; İstanbul sürdürülemez, yaşanılmaz bir distopyaya dönüşecek.

    Şayet başta 3. havalimanı olmak üzere Kuzey Ormanları’ndaki eko-kırım projelerine karşı mücadele etmezsek gelecekten olası bir kesit sunduğumuz pikniğimizi, bir arada tüm yaşam savunucularının birbirine kenetlenerek gerçekleştirMEmesi dileğiyle.”
    ormanlar