• izledim
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (9.50)
la maman et la putain - jean eustache
fransız yönetmen jean eustache, 1973’te çektiği ve kariyerinin en önemli filmi olarak gösterilen üç buçuk saatlik “la maman et la putain”da (anne ve fahişe) 1968 mayısında gerçekleşen paris öğrenci olaylarının ve işçi hareketlerinin amacına ulaşamamasının ardından, hayal kırıklığı içindeki bir kuşağın umutsuzluğunu ve yeniden şekillenen cinsiyetler arası ilişkileri, ağırlıklı olarak ana karakterin monologları ve çevresindekilerle girdiği diyaloglar üzerinden anlatır. jean pierre leaud’nun canlandırdığı baş karakter alexandre, son derece egoist, pozcu ve soğuk, yirmili yaşlarının sonlarında bir gençtir. kendisinden yaşça büyük, butik sahibi marie (bernadette lafont) ile yaşar. işsiz ve parasızdır. zamanının çoğunu elinde bir kitap ya da gazete, paris sokak ve kafelerinde kız peşinde dolaşarak geçirir. filmin başlarında, aşık olduğunu ve evlenmek istediğini açıkladığı eski sevgilisi gilberte’in (isabelle weingarten) başkasıyla evleneceğini öğrenen alexandre, aynı gün, bir kafede gördüğü genç polonyalı hemşire veronika (françoise lebrun) ile bir ilişkiye başlar.

entelektüel birikim olarak alexandre’a göre çok daha sıradan bir kız olan veronika yine de her davranışıyla ondan çok daha samimidir ve özellikle cinsellik konusundaki özgür tavrıyla alexandre’ın kıskançlık, bağlılık ve genel olarak kadın-erkek ilişkilerine olan yaklaşımını kökünden zorlar. jean eustache, derin toplumsal değişimleri, kültürel yabancılaşmayı ve hezimetle sonuçlanan bir devrimle hesaplaşmaya çalışan kuşağın tramvasını, alexandre ve hayatındaki iki kadının oluşturduğu aşk üçgeni aracılığıyla gözler önüne serer. eustache, büyük ölçüde otobiyografik bu filminde az sayıdaki karakterlerini yakın plan tekniğiyle ve siyah beyaz çekmeyi tercih etmiştir.

Sonuç bulunamadı.