1. sütün içeriğinde bulunan şeker formu olan laktozu sindiren laktaz enziminin yetersizliği sebebiyle laktozun sindirilememesi ve emilememesi sorunudur.
    bebeklerde süt tüketimi sonrası kusma, dehidrasyon, sulu köpüklü ve yağlı dışkı görülür. uzun dönemde malnutrisyon a sebep olur.

    tedavisinde hayat boyu laktozsuz diyet verilir. bu da süt ve süt ürünlerini ve bunların bulunduğu besin maddelerinin tüketilmemesini gerektirir.

    peynir 90 gün olgunlaştıktan sonra laktozunun tamamı peyniraltı suyuna geçer. bu şekilde tüketilebilir. yoğurdun laktoz içeriği ise süte göre daha düşüktür.

    doğuştan olan (primer) laktoz intoleransında tamamen laktozsuz diyet verilirken 3 yaş ve sonrası farkedilen sekonder laktoz intoleransında veya; yetişkin ve gebelerde görülen laktoz hassasiyetinde laktozsuz diyetle başlanıp kişinin tolere etme durumuna göre laktoz içeren besinler yavaş yavaş diyete eklenir.

    tüm bunların yanında; inek sütü alerjisiyle karıştırılmamalıdır.
  2. ilaci laktazim damladir.
  3. bunun sebebi, insan bedeninin aslında inek sütüne ihtiyaç duymadığı için o yönde evrimleşmemiş olmasıdır. evet inek sütünün insana pek bir yararı yoktur. hatta zararları vardır bile denebilir. bilimsel araştırmalara girmeden önce küçük bir mantık yürütme de yapabiliriz bu konuda. inekler ne zaman süt verir ? doğum yaptıklarında. yani bu o sütü yavrularına içirmek üzere üretirler her memeli canlı gibi. birincisi endüstriyel toplumda o hayvanlardan süt alabilmek için metobalizmalarını kandırıcı çeşitli yollar kullanılmaktadır. bu zaten bambaşka bir konu. bunu atlarsak inek sütü bir buzağının gelişmesi için gerekenleri ihtiva eder. ama gelin görün ki insan yavrusu ile inek yavrusu aynı süre ve şekilde gelişmez. buzağılar 6 ayda yetişkin olup 1 yaşında üreyebilecek konuma gelirlerken insan yavruları 1 yılda bırakın üremeyi, hala ebe güme agu diye konuşabilmektedirler. yani 1 yılda bir yavruyu yetişkinliğe geçirebilecek şeyler ihtiva eden sütü çocuklarımıza içirmemiz ne kadar doğru olabilir ki? hele hele yetişkin insanların süte neden ihtiyacı olsun ? komik.

    mantık yürütmemiz bittiğine göre bazı kaynaklara bakalım. (burdan sonrası alıntıdır)

    british medical journal'daki araştırmacılar yıllardır süt üzerinde çalışıyorlar. sütün tam bir kalsiyum deposu olduğu tartışılmaz. ancak vücudumuz bu kalsiyumun ne kadarından faydalanabiliyor? yani içiyoruz da bunu, yarıyor mu, içtiğimize değiyor mu? ortaya çıkan sonuç şu ki, çok fazla süt içmek hem faydasız hem de zararlı. midemiz fazla süt tüketiminden faydalanmıyor tam tersine zarar görüyor. ilginç olan bir başka sonuç da şu, belirli bir yaşa kadar alınan anne sütü dışında diğer sütlerin büyümemiz, gelişmemiz açısından bir faydası da yok. "nasıl olur, filancanın oğlu sabah akşam süt içiyor, canavar gibi maşallah!" demeyin. bilim yalan söylemez...

    yeni zelanda'daki auckland üniversitesi, bu konuda bir deney yaptı. 50 kişilik deneye katılan deneklere bol miktarda süt ve kalsiyum takviyesi gıdalar verildi. bu şarlar altında beklentiler, deneklerin kemiklerinin kuvvetlenmesi ve gelişimlerinde olumlu değişiklikler görmekti. ancak bunlardan hiçbiri olmadı! bu kişilerin kemiklerinde kuvvetlenme ve gelişimlerinde iyileşmeler görülmemekle birlikte, çoğunda zaman içerisinde kemik ağrıları oluştu! araştırma sonucunda, bu şekilde süt tüketen insanların kemik yapılarının sadece biraz daha yoğun olduğu görüldü. ancak bu yoğunluğun kemik ağrılarını, kemik rahatsızlıklarını engellemediğini hatta kırılmalara karşı bir koruma bile sağlamadığı anlaşıldı. yani sütün kemiklerinizi koruma konusunda bir etkisi yok.

    chicago üniversitesi'nin de bu konuda söyleyecekleri var. abd'de 65 yaş üstündeki her 3 kişiden birinde kemik rahatsızlıkları ve hastalıklarının görüldüğünün altını çizen üniversite, bu konuda süt içenlerin herhangi bir avantajı olmadığını tespit etmiş. tam tersine, süt içenler ilerleyen yaşlarda mide ve bağırsaklarda büyük problemler yaşıyorlar. böbreklerin taş üretme potansiyeli artıyor. daha kötüsü kalp krizine kadar giden rahatsızlıklar görülebiliyor. bu konuda gaz sorunu özellikle yaşlandıkça hassaslaşan sindirim sistemleri için tam bir saatli bomba niteliğinde.

    abd'nin "preventive services task force" adı verilen kuruluşu, insanları özellikle gündelik hayatta yapılan yanlışlara karşı uyaran makaleler yayınlıyor. 2012'de süt konusunda yayınladıkları makalede sütün ve dışarından alınan kalsiyum, d vitamini desteklerinin vücuda olumlu bir etkisinin olmadığının altını çiziyorlar.

    uppsala üniversitesi'nden dr. karl michaelsson'un da bu konuda bazı sözleri dikkat çekici; "süt değil ama sütten elde edilen peynir ve yoğurt gibi gıdaların kemik hastalıklarını önlemekte ve ömrü uzatmakta daha faydalı olduğunu söylemek mümkün. yaşam boyunca süt tüketmek sizi daha sağlıklı yapmaz. hayvanlardan çok da farklı metabolizmalarımız yok. vahşi hayvanlar belirli bir yaştan sonra süt tüketmiyorlar ancak vücutları son derece kuvvetli ve atletik. biraz düşünmek lazım. siz süt içen bir aslan gördünüz mü? peki nasıl bu kadar kuvvetli olabiliyor?


    şimdi lütfen elinizdeki sütü sakince yere bırakın.


    edit : imla
  4. zencilerde daha yaygın rastlanan olumsuzluktur.