• izledim
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (7.50)
le huitieme jour - jaco van dormael
harry (daniel auteuil), iş yaşamında çok başarılı, ancak özel yaşamında sorunları olan bir iş adamıdır. karısı onu terk ettiğinden bu yana sefil bir durumdadır ve kızlarına da yeterince vakit ayıramamaktadır. bir gün, down sendromlu georges’a (pascal duquenne), arabasıyla çarpmaktan son anda kurtulur. onu başından savmaya vicdanı elvermeyen harry, georges ile çok farklı bir 8 gün geçirir. harry’nin yaşadıkları, hayatını tamamen değiştirecektir.


  1. her gün gözümüzden kaçan toplum tarafından kabul edilme halini ve de bunun şımarıklığını hatırlatan bir filmdi. basit gelebilir ama herkesten biri olmak sosyal bir varlık olarak dünyaya gelmiş bireyler için büyük bir nimettir. buna bir de aile, arkadaş, eş, çocuk gibi sevgi bağları da eklendiğinde ideal hale geliyor. fakat ne hikmettir ki dünyada daha olduğu gibi kabul edilme aşamasında sorun yaşayanlar varken birçok şeye sahip kişiler mutsuz olmayı başarıyor. bu ruh halimizle bir de bakıma muhtaç olabilir miydik, ne yapardık? her şey normale yaklaşırken mutsuz olanlar anormal bir hale geldiklerinde ne yapacaklar merak konusu. filmde diğer taraftaki güçlü başarılı fakat ailesini ihmal eden dolayısıyla sevgi bağlarını hayatında önemli bir sıraya koymayan kişinin bocalamasına da yer veriliyor. fakat demeden edemiycem hayatın acımasızlığı burada da özellikle finalde kendini gösteriyor. bazı gerçeklere dokunamıyoruz, yutamıyoruz, çıkaramıyoruz. çaresizlik her daim yanıbaşımızda olsa da insanlık çaresizliğe ancak bunu yok sayarak çözüm bulabiliyor. bireyler olarak çözüm üretemediğimiz şeyleri her gün sırayla düşünsek sanırım yaşamaya sıra gelmezdi. tümünü unutup yaşamaya devam etmek ise farkındalık düzeyi arttığında kendinden tiksinmeye sebep olabilir. filme vakit ayırıp izlemek gerekir diye düşünüyorum. bana fazla şey düşündürdü, etkileyiciydi.
    abi