1. dontnod entertainment tarafından geliştirilmiş, episodic adventure oyunu. oyun beş bölümden oluşuyor ancak henüz ilk bölümü piyasada. ikinci bölümün bu ay içinde çıkması bekleniyor.

    oyunu max isimli genç bir kız olarak yaşıyoruz. yaşıyoruz diyorum çünkü oyun gerçekten insanı içine alıyor, karakterlerle bütünleştiriyor. bunu muhteşem grafiklerle veya kusursuz oynanabilirlik ile sağlamıyor. hikaye ve hikayeyi işleyiş biçimi çok başarılı. bu sayede kendinizi kaptırmış, acaba devamında ne olacak diye düşünürken buluyorsunuz. oyunda rewind diye bir özelliğimiz var. bu özellik zamanı geri almaya yarıyor. ben bu özelliği çok beğendim. bu tarz yaptığımız seçimlerin önemli olduğu, hikayenin seyrini değiştirdiği oyunlarda bazen bir seçimi yapmak içimize sinmez. bu özellik kendine güvenmeyen insanlara çok yardımcı olmuş.

    oyunun sitesi: http://lifeisstrange.com/index.php
    buradan satın alabilirsiniz: http://store.steampowered.com/app/319630/

    edit: ikinci bölüm çıkmıştır.
  2. başta basit gibi görünen oynadıkça kendine bağlayan hikayeli oyun.
  3. telltale games'in başlattığı biraz ticari bir furya olduğunu düşündüğüm bölümlük grafik macera türünün son halkası. tell tale games serilerine nazaran, daha zorlayıcı adventure'ın temeli olan tüme varım ve bulmacaların daha yoğun olduğu başarılı bir yapım. türlerin dışında yapımı enteresan bir noktaya taşıyan şeyse, fikir.max'in güçleri elbetteki. folk sanatçısı ben howard'ın da müziği serinin başında bize eşlik ediyor.
  4. 5 episode'a toplam 15 saat gömdüğüm ve parasını sonuna kadar hakeden bir oyun. şu aralar steam üzerinden indirimli alınabilir. telltale'sdan çıkan walking dead'e 30 dk dayanabilmiş biri olarak bunu çok sevdim. ön yargılı yaklaşmadan denemek lazım. atmosferi baya sağlam, karakterler de boş değil.

    seçim yaparken iyice kendimi kaptırmak için max'in kişiliğinde olsam nasıl cevaplar verirdim diyerek karar verdim. tabii max tam bir ergen olduğu için oyunun ortasında patladım ve tekrar mal olmasam ne cevap veririm şeklinde oynamaya başladım. bu şekilde katlanılabilir sonuçlar alabiliyorsunuz ve ilerki episodelerde "episode1'de niye öyle yaptım kafamı zikiyim" demeden rahatça oyunu oynayabiliyorsunuz. oyunu yaşıycam diye max olmayın, kendiniz olun.
  5. ilk başta yasa dışı oynayıp bitirdiğim sonra da pişman olup limited edition'ı aldığım oyun. bazı oyunlar olur o atmosferinden hiç çıkmak istemediğin, oturup sadece manzarayı izlemek istediğin. life is strange de tam böyle bir oyundu benim için, müzikleri, farklı konusu ile.

    limited edition'da oyunun soundtrack'inin olduğu bir cd, oyun ve konsept tasarımlarının olduğu bir kitap geliyor. soundtrack'ini her gece yatmadan önce dinliyorum.

    (bkz: bağımlılık)
  6. episode 1'den itibaren episode episode bekleyip oynadığım oyun. her bölüm sonrası net oha şeklinde bitirdim, yenisi çıksa da oynasam diye gün saydım. tabii yenisi çıkınca geçen bölüm napıyoduk ulan dediğim oldu, yine de bi anda gömersek tadının kaçacağını düşünüyorum çünkü episode tabanlı oyunlarda daha çok bir dizi havası var gerek atmosferi gerek olayları olsun... 5 bölüm de bittikten sonra feci boşluğa düşürüyor insanı bunu göze alarak oynayın^:swh^
    alp
  7. bugün itibari ile ikinci bölümünü bitirdiğim oyun. özellikle görsel anlamda inanılmaz tatmin edici bir oyun. sinematografi olsun, gün batımlarında karakterlerin yüzüne vuran o yumuşak ışıklar olsun, oyun başlıca görsel anlamda inanılmaz içine çekiyor. bununla birlikte benim için tek negatif şey -ki aslında tüm tecrübemi etkiledi- seçeneklerin az olması. evet, her seçimim hikayenin gidişatını etkiliyor, fakat fazla seçenek yokmuş gibi hissettiriyor aynı zamanda. böyle olunca da her ne kadar karakterleri, müzikleri, hikayeyi ve görsel anlatımı sevsem de var olan bir diziyi oyuna çevirmişler etkisi yaratıyor. henüz iki bölüm oynadığım için belki bu yorumları yapmakta aceleci davranmış olabilirim, umarım pişman olurum bunları yazdığıma.
  8. fahrenheit'dan bu güne (11 yıldır) atmosferik oyun severleri tatmin edebilmiş tek oyun.

    5 bölümlük ilk sezonu toplamda 15-16 saat süren oyunda, görseller, müzik, hikaye, seslendirme... hemen her şey oyunu yaşayabilmeniz için kurgulanmış. oyunu oynarken kendiniz bir banka oturmuş, iyi müzik eşliğinde gün batımını izlerken bulabiliyorsunuz.

    oynarken; (alışılmışın dışında) oyunda doğru ya da yanlış kararın olmadığını bilmelisiniz. yaptığınız seçimler sürpriz sonuçlar doğurabiliyor. seçimlerinizin hikayeyi nasıl etkilediğini izleyip tadını çıkarın.
  9. çok sürükleyici ve hiç beklenmeyen olayların geliştiği bir oyun. başlarda eğlendiren sonlara doğru ağlatan ve güzel mesajlar veren bir oyun. senaryolu oyun seviyorsanız tavsiye ederim kesinlikle.
  10. seslendirmeler, mekanlar, detaylar, hikaye, hikayenin işleyişi oldukça başarılı olan oyun.

    oyun, verdiğiniz kararlarla her şeyi etkileyebildiğiniz hissini iyi yansıtmış. bazı durumlarda kendinizi verdiğiniz kararlardan dolayı gerçekten suçlu hissedebiliyorsunuz. "kararlar oyunu şu derece etkiliyor" diyemiyorum ama bana her şeyi fazlaca etkilediğim hissini verebildi ve önemli olan da buydu. zaten bu hissi oyuncuya düzgün bir şekilde veremeselerdi, yapımcı firmanın tüm emekleri boşa gidebilirdi.

    bu tarz oyunlar için bir diğer önemli nokta olan bulmacaların altından da başarıyla kalkmışlar. oyundaki bulmacalar sizi oyundan koparacak ya da youtube açtıracak zorlukta değil ama yine de çözdükten sonra başarmışlık hissini veriyor. bir tık daha zor bulmacalar olabilirmiş ama bu hali de beni tatmin etti. çoğu oyun ne yazık ki bu dengeyi tutturamıyor. ya bulmacaları saçma derecede kolay yapıyorlar ve çözdüğünüz zaman hiç keyif vermiyor ya da o kadar zor yapıyorlar ki; onu çözene kadar hikayeden, atmosferden kopuyorsunuz.

    hikaye hakkında yorum yazmıyorum ki spoiler olmasın. sonuç olarak ben genel olarak oyunu gayet beğendim. iyi ki oynamışım yani. birkaç ay sonra muhtemelen bir defa daha oynayıp diğer seçenekleri de deneyeceğim. umarım bu tarz oyunları daha sık görürüz.

    bu oyunu beğenenler heavy rain ve fahrenheit da oynasınlar, muhtemelen onları da severler.