1. meritokrasi için kullanılan en yaygın çeviridir. (zaten meritokratlar olarak çok kalabalık olmadığımız için bir kişi kullanınca yaygın oluyor işte.) yönetim erkinin liyakata dayalı olarak yetenek ve yeterliliklere göre dağıtılmasını ön gören yönetim biçimidir. herhangi bir konuda para sahiplerinin, demogogların ya da aristokratların değil, o konuyu en iyi bilen kişilerin konuşması ve toplumu yönlendirmesi gerektiğini savunur. toplum içerisindeki herkes yetenekleri ve bilgisi ölçütünce topluma fayda sağlar. liyakat toplumu içerisinde hiçbir zaman tam bir yönetici ya da tam bir yönetilen sınıfı yoktur. her alanda farklı bireyler toplumu yönlendirdiği için toplumsal sınıflar sürekli bir değişim içerisindedir. böylece herkes işçi, herkes köylü, ve herkes burjuvadır.

    ingilteredeki meritokrasi partisi 5 maddeden oluşan bir manifesto yayınlamıştır:

    kayırmacılık yoktur: ailenizin değil, sizin kim olduğunuz önemlidir.
    yandaşçılık yoktur: başkalarının sizin için ne yapabildiği değil, sizin ne yapabildiğiniz önemlidir.
    ayrımcılık yoktur: cinsiyet, ırk, din, yaş, geçmiş önemsizdir. yetenek her şeydir.
    eşit imkanlar: herkesle aynı noktadan başlar ve yeteneklerinizin sizi götürdüğü yere gidersiniz.
    tatminkar erdemler: en başarılı insanlar, en yüksek tatmine erişirler.
  2. 3-b sınıfını yonetemeyecek kapasitede adamların ülke yönetirken şuaralar ağzından düşürmediği kelime
  3. toplumsal düzenin ana temasını oluşturması gereken husustur. adaletin yöntem biçimi olmalıdır.

    maddi ve manevi anlamda liyakat temelli toplum düzeni kifayetsiz muhterislerin en çok karşı çıkacağı toplum olacaktır. çünkü bunlar için varolmanın başlangıcı için uygun kelime doğmak değildir, "konmak"tır. bir sosyal çevrede doğmaktaki tesadüfilikle bir mülkün üzerine konmaktaki tesadüfilik bambaşka mevzulardır.

    liyakatın karşısında durduğu kavram ise mirastır. miras en kısa cümle ile evrene katkı sağlayan bir mucit ya da üretken bir insanın çocuğunun hiçbir şey yapmadan bir şey üretmiş kadar yüksek refah düzeyinde yaşayabilmesidir.

    liyakat devletin olduğu kadar toplumun da eksiğidir, bana göre. hak etmeyene hak etmediği şekilde muamele yapmak adaletsizdir. adalet erdemin ilk basamağıdır, "iyi insan" kavramının temel taşıdır. liyakat ise bunun uygulama biçimidir.
    abi
  4. olmadığı yerde "herkes torpilini bulup benim hakkımı yiyor, o zaman benim torpil bulmam hakkımı savunmamdır" şeklinde bir kısır döngüye girilir ki çürüme toplumlar için sandığımızdan çok daha derin bir kuyudur.
    mesut
  5. maalesef toplumuzdaki devlet kurumlarında kalmamış bir ahlaki unsurdur.
  6. iş verilmeye uygunluk.