• izledim
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (7.36)
locke - steven knight
inşaat mühendisi olan ivan locke araba ile acil olarak hastaneye gitmektedir ve aynı zamanda tek yetkilisi olduğu çok önemli bir inşaat işinin de bitmesi gerekiyordur. mecburi olarak bu işi yardımcısına vermiştir ve bütün bir yol boyunca telefonla yönlendirme yapıyordur. bu arada da locke'un neden hastaneye yetişmek zorunda olduğu, kendi hayatı ve detayları belli olur.


  1. tavsiye uzerine izledigim, bir diger guzel tek mekan filmi...

    ivan locke, titiz, planli, sorumluluk sahibi ve herseyden once sogukkanli bir adam... konusmalarinda hep cok net, spekulasyon yok, ihtimaller ustune hesaplama yok, kaytarma yok, her ne pahasina olursa olsun verdigi kararin pesinden gitmek var...

    ama bu, yine de hayatta basinin agrimasina engel degil... hayat cunku kaos ilkerine gore isliyor... karisinin, her sey tepetaklak olmusken locke'un hala cimento isini dusunuyor olusuna anlam veremeyisi bana sahsen cok tanidik geldi, bunu belki de saha muhendisi olmayan veya boyle bir muhendis ile beraber olmayan anlayamaz...

    filmin bi yerinde kendinin de dedigi gibi, yola cikarken bir isi, bir esi, bir evi, bir ailesi vardi, yolun sonuna geldiginde muhtemelen bunlarin hepsini kaybetti... ya da bir sayfayi kapadi diyelim... bu aslinda yepyeni bir sayfanin acilmasi demek degil, ama olabilir... yolun acik olsun ivan...

    filmin diger basrol oyuncusu icin: (bkz: bmw x5)
  2. film hemen bitmesin diye adamı iki saat telefonla konuşturdular.
    abi
  3. sinema, insanların hayal gücünü zorlamak için çılgın bütçelere, son teknoloji görsel efektlere sahip olmak ya da hikayesini içinde uzaylı istilası geçen bir bilim kurguya dayandırmak zorunda değildir. locke'de minimalist sinemanın düşük bütçelerle dahi olsa ne kadar başarılı olabileceğinin en iyi örneklerinden. çok çok iyi bir bir hikaye akışına sahip, bunun yanında tom hardy'nin performansı da sizi hikayenin içine soktukça sokuyor. ancak filmi izledikten sonra böyle sıradan bir hikayenin ve sıradan bir yapının içinden nasıl böyle bir film işleyebildiler sorusunu sormamak elde değil. bu filmle birlikte filmlere bakış açınız ve filmlerden beklentiniz bir miktar değişebilir.
  4. seyirciyi bir arabanın yan koltuğuna oturtan düşük bütçeli olmasına rağmen oldukça başarılı 'beton' gibi bir film.
  5. güzel bir filmdir. mühendis bir adamın analitik düşünce ile problem çözmeyi nasıl içselleştirdiğini görüyoruz. işiyle ilgili sorunları çözerken kullandığı metotları sosyal hayatında karşılaştığı sorunları çözerken de kullanmaya çalışıyor. tabi gözden kaçırdığı bir nokta var ki sosyal hayatta karşılaştığı problemlerin değişkeni insanlar. insanları denklemin bir tarafına girdi olarak sokmak, diğer taraftan her defasında tutarlı sonuçlar almak için yeterli olmayabiliyor.
  6. içimi bayağı sıkan film. sıkmasının sebebi tek adam tek mekan filmi olması değil (bu türün çok sürükleyici örnekleri var); karakterler. kurtarıcı ebeveyn rolünde erkek. herkesin ebeveyni; karısının, "yasak" birliktelik yaşadığı kişinin, çalışma arkadaşının, hatta ölmüş babasının vs. vs. e tabi kurtarıcı erkeğe kurban rolünde aptal gibi, zayıf gibi, çocukmuş gibi davranan eşleşmeler lazım; onlar da bu saydıklarım oluyor.

    bu tip karakterler gerçek hayatta yok mu; var hem de temel eşleşmelerden biri bu. bu tip insanlar diğer bahsettiğim tiplerle genelde birlikte olur. tesadüf değildir ancak bilinçaltı faktörlerin etkisiyle olur bunlar. beni rahatsız eden şey yönetmenin yada senaristin bilemiyorum bu bahsettiğim doğal bir yetişkinler ilişkisi biçimi olmayan bu biçimin, tahmin ediyorum ki hiç farkında olmaması ve adamın sanki kimse tarafından pek de anlaşılamayan güçlü bir karakter olarak betimlenmesi. güçsüz kesinlikle demiyorum ama bence karakter çok ciddi sorunları olan genel olarak hayat rollerine çok sıkışmış, farkındalıksız, kendisine ait bir kendiliği olmayan bir karakter. gerçek bir adam olsa bu intihar edebilir diyebilirim. birliktelik yaşadığı şahıs için üzüntü hissettiğini söylüyor, olabilir ama öncelikle kendisi için üzülmesi ve bulunduğu genel durumun farkına vararak hayatında köklü değişikliklere gitmesi uygun olan bir şahıs bence.
    a man
  7. hep dogruya oynayip bir tek hatanin pesinden yine dogruya gitmenin bile fayda etmeyecegini anlatan film. rahmetli ebert baba gorse tu tumbs ap derdi
    abrek
  8. youreads'te tanışıp izlediğim ilk film. yorumlardan yola çıkarak tüm filmin tek bir planda çekildiği heyecanıyla izlemiştim. öyle değilmiş. çekim teknikleri ve kurgu anlamında çok büyük şeyler vadetmiyor ancak anlatım biçimi itibariyle ilgi çekici. sanırım deneysel bir çalışma.

    !---- spoiler ----!
    neredeyse tamamı omuz çekimden oluşan film, ana karakter üzerine yoğunlaşmakta ısrar etmiş. mesajını vermek için; sabır, soğukkanlılık, çözüm üretme ve analitik yöntemlerde gıpta edilesi kabiliyetlere sahip locke'ın zor bir gününü seçmiş. sadece ilişki ağındaki yerlerini bildiğimiz yan karakterlere dair herhangi bir görsel ve sözel betimleme bulunmuyor. film bu anlamda o kadar ketum ki, genel planının aksine daha geniş bir perspektife sahip giriş sahnesinde dahi detay çekim yaparak ipucu vermekten kaçmış, izleyicinin tüm ilgisini locke'ın kişisel niteliklerine çekmeye çalışmış.

    kurguyu oluşturan parçalarda esrarengiz detaylara rastlamıyoruz. tümüyle olağan koşulları üst üste yığarak düğümlemiş, düğümü çözme işini yine locke'ın kişisel niteliklerine bırakmış. bu noktada seyretmekten öteye gidemeyen izleyici, filmin parçası olmakta güçlük çekebiliyor. sık sık kaybettiği ilgiyi geri kazanmak için görsel veya kurgusal bir aksiyon beklentisine giriyor.
    !---- spoiler ----!
  9. !---- spoiler ----!

    bence sorunları tek tek, pek de mükemmel şekilde çözdü; anlayacağınız mutlu son.
    sadece tek bir kişiyle ilişkisinde yanlış hamle yaptığını düşündüm^:analitik düşünen biri bunu yapmazdı^ , olmadı...

    karakterimiz toplumsal olarak daha çok erkeğe atfedilmiş rollerle bezeli olduğundan erkekler çevrelerine beni anla diye dil dökmektense bu filmi izletebilirler. ben %90 abimizin yanındaydım.

    !---- spoiler ----!
    mesut
  10. bir arabanın içinde geçen, birkaç kişi ile yapılan telefon görüşmeleri toplamından oluşan 1 saat 25 dakikalık 2013 yapımı film. filmin baş rollerde Tom Hardy'yi ve bmw marka bir arabayı izliyoruz, başka da kimse yok zaten.

    arabaya binip bir yolculuğa çıkan adamın arabadan indiğinde hayatında köklü değişikler olabileceği fikriyle ilerleyen filmin konusu aslında ilgi çekici. fakat filmin içinde kalmak benim için pek kolay olmadı. görebildiğim uzun uzun telefon görüşmeleri, beton dökme üzerine bir sürü detay detaydı neredeyse sadece.

    filmin genel yorumları oldukça olumlu, tek mekan filmlerinden genellikle keyif alsam da, ben pek sevemedim. trailer