• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (8.15)
lolita - vladimir nabokov
"lolita, hayatımın ışığı, kasıklarımın ateşi. günahım, ruhum, lo-li-ta; dilin ucu damaktan dişlere doğru üç basamaklık bir yol alır, üçüncüsünde gelir dişlere dayanır. lo-li-ta"lolita, sayfa 7lolita okuru her zaman sarsacaktır.brian boydlolita'yı okumaya karar verdiğinde, lütfen onun son derece ahlaki bir kitap olduğunu unutma.vladimir nabokov (edmund wilson'a bir mektubundan)


  1. nabokov, ‘’sebastian knight’ın gerçek yaşamı’’ adlı eserinin bir yerinde ‘’ bir kitabın adı, konusunu değil onun rengini yansıtmalı’’ demişti. tabi o zamanlar nabokov’un renk sinestezisine sahip olduğunu bilmediğim için ironi yaptığını zannedip kendimce eğlenmiştim. şimdi de ister istemez ‘’lolita’’nın rengini merak ediyor insan. zira nabokov gibi iyi edebiyatçılar için en makbul okuyucu, kendini romandaki kahramanların yerine koyan değil, yazarın yerine koyup onun gibi düşünmeye çalışandır. tabi bu noktada elden bir şey gelmiyor o ayrı.
  2. lolita / beyaz irktan dul bir erkeğin itirafları.
    bir kitap düşünün ki baştan sona sizi içine hapseden, mükemmel tasvirlerin olduğu... (bir kızın vücudu erotizm içermeden nasıl bu kadar hayranlıkla ve bambaşka anlatılabilirdi bilemiyorum.) aşk, tutku, sapkınlık bu duyguları iliklerinize kadar hissedebileceğiniz. işte lolita böyle bir kitap.
    bu kitabı okumadan önce ve okuduktan sonra hissedilenler o kadar farklı ki. normalde dolores haze'nin (lolita) tarafında yer almanız gerekirken okuduktan sonra ona sinirlenmeniz, düşmanmışçasına görmeniz ve humbert humbert'ı gerçekten anladığınızı hissetmeniz onun tarafında yer almanız bir yazar başarısı değil de nedir?
    !---- spoiler ----!

    "lolitam benim ona baktım, baktım, şu an, öleceğimi nasıl biliyorsam, o anda da onu bu dünyada görüp göreceğim, ya da başka bir dünyada bulmayı umut edebileceğim her şeyden çok daha fazla sevdiğimi biliyordum."

    !---- spoiler ----!

    !---- spoiler ----!

    "yarın olmaz tabii, yarından sonra da olmaz, ama işte bir gün, günün birinde gelip benimle yaşamayacağına kesinlikle, ama kesinlikle emin misin? bana bu mini minnacık umudu bile versen yepyeni bir tanrı yaratır, yürekler paralayan çığlıklarla yakarırım ona!"

    !---- spoiler ----!
  3. vladimir nabokov'ın kaleme almış olduğu, sade bir anlatım ve harika betimlemeleri ile 20. yüzyıl klasikleri arasında yerini alan, en sevdiğim romandır.

    yazar harika bir kurgu ve yormayan anlatımı ile okuyucuya güzel bir anlatım şöleni sunuyor. kahraman tasvirleri ve yazarın bakış açısı ile bir çocuk sapığı olan, nefret edilmesi gereken humbert karakterine bile yer yer acıdığınız oluyor. bu roman çarpıklaşmayı ve toplumsal ahlak anlayışımızı sorgulamamızı sağlıyor. yer yer nükteli anlatımı ile de en trajik bir sahneyi bile okurken yüzünüzde oluşan tuhaf gülümsemeden kendinizi alamıyor olabilirsiniz.
  4. poe nun annabel lee sine ve incilede gönderme* iceren kitaptir. cogu ahlak bekcisinin aksine ben humbert in iyi bi insan oldugunu ve 'sapik' olmadigini dusunuyorum. herseyin bir nedeni vardir derler .dogru gecerli bi sebebi vardi . kendisini oldugu haliyle de herseye ragmen de severim ben

    *intertextual
  5. romandaki vivian darkbloom'un vladimir nabokov'un adının anagramı olduğunu az önce öğrendim. bu da uzun süre önce okuduğum lolita'yı tekrar okuma isteği uyandırdı. clare quilty aslında kimdi ve vivian'la aralarındaki ilişkinin boyutu neydi ve acaba neden nabokov kendini metnin içine vivian üzerinden gizledi?
  6. bu kitap bana her zaman nabokov tarafından diğer yazarlara bir meydan okuma gibi gelmiştir. kurduğu her cümle gelecek bir başka eşsiz ve manyakça -iltifat kabul edin- cümleyi müjdeler, her yeni cümle de az-biraz yazarlığa da meyilli okuru dertlendirir; orhan pamuk'un pek de ilgilenmediği yetenek meselesinin en fazla göze battığı romanlardan biridir lolita, kelimeleri yan yana getirme konusunda eşsiz yetenekteki bir yazarın bu minvalde en usta işi yapıtıdır. fakat anlatım tekniğindeki yaratıcılık itibariyle başyapıtı muhtemelen solgun ateştir. sözün özü büyük yazardır nabokov, dostoyevskiyi de dehşetli kıskanır.
  7. anaokulunda bir arkadaşım vardı. aynı sıradaki yataklarda uyur, birlikte dans eder, kendi çapımızda kim daha güzel dans ediyor yarışı yapar öğretmenlerimizi de jüri olarak görevlendirirdik. bütün okul televizyon saatinde televizyonu bırakır bizi izlerdi. inanılmaz eğlenirdik dans ederken.

    yıllığa öğretmenlerimiz benim için ''asena'' onun içinse ''lolita'' yazmıştı. hep merak ettim lolitanın ne demek olduğunu. kitap olduğunu öğrenince nasıl bir kitap olduğunu, nasıl bir hikaye anlattığını tıpkı arkadaşımı '' o şu an acaba nerede ne yapıyor'' diye düşündüğüm gibi merak ettim.

    hala okumadım lolitayı ve hala arıyorum o arkadaşımı. bulursam iki tane alıp birini ona hediye edeceğim.
  8. vakti zamanında içindeki müstehcen tabirlerden dolayı, fransa, ingiltere, kanada, yeni zelanda, güney amerika ve arjantin’de yasaklanmıştır.
  9. okumakta olduğum kitap ama zorlandığımı itiraf etmeliyim
    humbert karakteri için hep marlon brando yu canlandırıyorum kafamda
    halbuki 62 çekiminde james mason, 97 çekiminde ise jeremy irons oynamış ve ben kubrick faktörüne rağmen roman bittikten sonra 97 çekimini izleyecek gibiyim
    bu arada romanda gerçekten pornografik unsur yok, konusunun tabu olması sebebiyle yasaklı kitaplar listesindeymiş bence
  10. toplumun hassas olduğu, nefret duyduğu ama yine de merak ettiği bir konuda yazarak, bundan medet ummuştur. amiyane tabirle trolluk yapmıştır. ama feedlenmiştir de.
    serin