-
- okudum
- okuyorum
- okumak istiyorum
-
youreads puanı (8.00)
"[sait faik'e] geceleri sinemalarda rastlardım. tanışmazdık.
sinemanın ön sıralarına oturur, koltuğuna iyice gömülürdü.
koyu yeşil bir pardösüsü, çok dar kenarlı, kafasının biraz üstünde kalan kahverengi bir şapkası vardı. sinema dönüşü dalgın, beyoğlu'nun gece yarısı kalabalığına dalar, çeker giderdi. sinemada bulunanlar arasında bu gedikli birinci mevki müşterisinin yazısını okuyan var mıdır acaba, diye çok düşünmüşümdür. kuşkusuz, yoktu. sait faik, edebiyattan hoşlanacak bir okur topluluğunu hazır bulan talihli yazarlardan değildi. okurunu yetiştiren, eğiten, okuruyla birlikte oluşan bir yazardı. gerçek talihinin de bu olduğu söylenemez miydi?"
-
içerisinde 14 güzel öykü barındıran sait faik abasıyanık kitabı. öykülerin isimleri şu şekilde: lüzumsuz adam
ben ne yapayım
birahanedeki adam
mürüvvet
ip meselesi
menekşeli vadi
bizim köy bir balıkçı köyüdür
kaçamak, papağan, karabiber
bacakları olsaydı
ayten
papaz efendi
bir külhanbey hikayesi
kameriyeli mezar
hayvanca gülen adam -
sait faik abasıyanık ın çok güzel bir öykü kitabı. kitaba ismini veren öykünün başkahramanı mansur bey ise öyle pek te ''lüzumsuz '' biri değil.'' serserilikten değil , kendimden vazgeçtim...'' diyor mansur bey . onun için lüzumsuz olan şey '' hayat '' belki de; '' bir sene sonra da öleyim '' cümlesinde söylediği gibi. -
sait faik'in hayatı tozpembe göstermeye çalışmadan olağandaki estetiği,espriyi yakalayan sevimli üslubu ile varoluşçuluktan gelen anlamsızlık düşüncesinin buluştugu harika öyküler içeren sait faik kitabı ve öyküsü. -
içinde birbirinden güzel öykülerin olduğu bir sait faik kitabı. içlerinde içime en çok yer edeni ise kuşkusuz "papaz efendi" isimli öykü. -
'sevişemeyecek olduktan sonra neden insanlar böyle birbiri içine giren şehirler yapmışlar? aklım ermiyor. birbirini küçük görmeye, boğazlaşmaya, kandırmaya mı? nasıl birbirlerinden bu kadar ayrı, birbirini bu kadar tanımayan insanlar bir şehirde yaşıyor?' -
yalnızca hikayeleri kaleme dökmekle kalmayıp okuyucuyla da temas kuruyor sait faik. ara ara okuyucuya nüktedan pasları, seslenişleri kitabı sanki karşımızda anlatıyormuş gibi, yaşıyormuşuz gibi realize ediyor.
her hikaye ayrı ayrı güzel, sait faik'in elinden çıktığı yüz km'den belli oluyor saf betimlemeleri ve akıcı dili sayesinde.