• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (8.50)
mahrem - barış pehlivan, barış terkoğlu
- akp-cemaat ortaklığı, bir kız çocuğuna tecavüz dosyasını neden ve nasıl kapattı?
- fethullah gülen'in pensilvanya'daki evini kimler, neden bastı?
- emniyet istihbarat, abd büyükelçiliği'ne erdoğan'a dair ne söyledi?
- cemaat'in imamı, hakkındaki iddiaları ilk kez nasıl yanıtladı?
- hangi akp milletvekillerinin özel hayatları washington'a not edildi?
- erdoğan'a, hangi akp'lilerin "cinsel kabahatleri"ne karşı harekete geçmesi için baskı uygulandı?
- emine erdoğan'ın mustafa sarıgül'e vefasının altında ne vardı?
- hangi zaman gazetesi yazarı, karısını abd başkonsolosu'na şikâyet etti?
- abd hangi konuda hakan fidan'ı esefle karşıladığını söyledi?
- gülenciler tsk'daki havuz partilerinde neden bikini giyiyor?
- mit'in istihbaratçı adaylarına okuttuğu ders kitabında neler yazıyor?
- hangi ünlü gazetecilerin geçmişi isim isim fişlendi?
- 'çok eşliliği' mit belgesine konu olan muhalif parti lideri kim?
- hangi ünlü işadamı abd'li diplomata kendisini "ben amerika'nın avukatıyım" diye tanıttı?

bu sorular ve daha fazlası… isim isim, olay olay… ilk kez okuyacağınız gizli belgeler ışığında türkiye'nin sırları ortaya çıkıyor.


  1. kitabı okuyanlar anlayacaktır, daha ilk 20 sayfada kelimenin gerçek anlamıyla midem bulandı. akp ile koalisyona ışık yakanların kafasına vura vura okutmak lazım dedim. gerçi kime neyi anlatacaksak? bilmeyen bir biziz, biz de adam gibi gazetecilik yapanlar sayesinde öğreniyoruz. özetle hepsi birbirinin laciverti işte.
    mesut
  2. “Mahrem / Gizli Belgelerde Türkiye’nin Sırları”
    İlk kez yayınlanan belgelerde neler yok ki…
    Örneğin… ABD belgelerine göre, Erdoğan-Abdullah Gül çatışması var!
    “Mahrem” kitabından anlıyoruz ki; onlarınki kader değil, koşul arkadaşlığı. Zira birbirlerine aslında hiç güvenmediklerini anlıyoruz. Hem de bu sevgisizliğin çok eskilere dayandığını öğreniyoruz.
    Amerikan kriptolarından okuyalım:
    -16 Kasım 2002: (Abdullah) Gül, uzun süredir Ankara Büyükelçiliği’nin yakın ilişkide olduğu kişilerden biridir. Amerikan zihniyeti ve ABD’nin dış politika öncelikleri konusunda mükemmel bir “kavrayışa” sahiptir.
    -20 Ocak 2004: Kabinedeki bakanlar, Erdoğan’ın danışmanları ve bir grup milletvekili bize (ABD’nin Ankara Büyükelçiliği’ne) sürekli olarak Erdoğan ve Gül arasındaki gerginlikleri ve Gül’ün ısrarla Erdoğan’a alttan alta vurma çabasında göründüğünü anlatıyorlar.
    -30 Aralık 2004: (Abdullah) Gül’ün AKP içinde ve hatta yabancı misafirlerine karşı (örneğin İsrail Başbakan Yardımcısı Olmert) Erdoğan’ın görüşlerini eleştirmeye hevesli olması ve ABD’nin Irak politikasını ya da AB’nin Kıbrıs siyasetini sert bir biçimde eleştirerek Erdoğan’ın manevra alanını daraltması, Erdoğan’ın gözünün sürekli olarak arkada kalmasına ve Türk-Amerikan ilişkilerine yönelik muhalif görüşler dile getirerek kendini ispatlamaya çalışmasına neden olmaktadır.
    Vs… Vs…
    Yani, neymiş… Meğer “kardeşim Abdullah Gül” sadece bir illüzyondan ibaretti!..
    Devam edelim…

    Emine Erdoğan’ın Sarıgül vefası

    Tarih: 19 Aralık 2006…
    Türkiye bir yıl sonra genel seçime gidecekti.
    ABD İstanbul Başkonsolosu Deborah K. Jones, Mustafa Sarıgül’le sekiz gün önce yaptığı görüşmeyi kripto haline getirip, Washington’a iletti.
    Sarıgül, Başkonsolos Jones’a neler söylemiyor ki…
    Amerikan kriptosundan okuyalım: “(…) Sarıgül, kendisinin başbakan olarak seçimi ile dengelendiği sürece, Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı ile bir sorunu olmayacağını söyledi. (…)”
    Peki…
    Emine Erdoğan’ın Mustafa Sarıgül hakkında ne düşündüğünü merak ediyor musunuz?
    Aynı Amerikan kriptosundan okumaya devam edelim:
    “(…) Yanlış adımları saymazsak, İstanbul’un altınlarından biri sayılan Şişli’de başarısı kanıtlanmış, göze çarpan ve hatta popüler bir belediye başkanı. Başarı sırlarından biri, Başbakan’ın yakın danışmanlarından birinin Başkonsolos’a anlattığı olay. Tayyip Erdoğan ve eşi Emine’yle birlikte olduğu bir uçak yolculuğunda danışman, Sarıgül’ün hırsları hakkında uygunsuz bir yorum yapıyor. Başbakan’ın danışmanlarının sözleri karşısında çoğu zaman sessiz kalan Bayan (Emine) Erdoğan sözünü kesip danışmandan Sarıgül’ü eleştirmemesini istedi. Nedeni sorulduğunda, 1990’lı yılların sonunda Erdoğan hapisteyken Sarıgül’ün arayıp ailenin bir ihtiyacı varsa yardım teklif ettiğini söyledi. Danışman, alaylı bir üslupla, ‘Elbette arayacak, o bir politikacı’ dedi. Başbakan’ın eşi bu söze, ‘En azından arayarak teklif etti; arkadaşlarımızın çoğunun yaptığından daha fazlaydı’ yanıtını verdi (…)”
    Çarpıcı değil mi?..
    Unutmadan…
    Açık sözlülüğü göze çarpan ABD Ankara Büyükelçisi Eric Edelman’ın ise kriptosunda Sarıgül’den “rüşvetçi bir hödük” (corrupt lout) diye söz etmesi dikkat çekici!
    Neyse, ayrıntılara girmeyelim; “Mahrem”de bu konuda çok bilgi var…

    Belaltı kavgası

    Yine…
    “Mahrem” kitabında öğreniyoruz…
    Tarih: 24 Mart 2005.
    MİT, Genelkurmay Başkanlığı’na iki sayfadan oluşan “Gizli” ibareli bir istihbarat notu gönderdi. Belgenin aynısı Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, İçişleri Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı’na da iletildi. Konu bölümünde; “H. Baş ve F. Gülen grupları arasındaki gerginlik” yazıyordu.
    Özetlersek…
    Fethullah Gülen Cemaati ile Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Haydar Baş arasındaki çekişmede yaşananlar MİT tarafından rapor haline getirilmişti.
    MİT belgesine göre; Haydar Baş grubu Fethullah Gülen’in uluslararası ilişkilerini eleştiren CD’ler basıyordu.
    Peki, Cemaat’in buna yanıtı neydi?
    MİT belgesinden okuyoruz:
    “Mart 2005 ayı içerisinde ise H.BAŞ’ın özel hayatı ve geçmişi ile ilgili olarak
    www.haydarbasharemi.com adlı bir internet sitesinin faaliyete geçirildiği öğrenilmiş olup,
    mezkûr sitede H.BAŞ hakkında, ‘profesör’ unvanını nasıl aldığı, çokeşliliği ve aile hayatı,bayan tarikat mensuplarına karşı uygunsuz davranışları, ticari faaliyetleri, misyonu, önemli insanlara küfürleri (kendi sesi ve görüntüleriyle çok yakında ibaresiyle), başlıkları altında çeşitli iddialara yer verilmektedir…”
    Evet, Cemaat hep yaptığı gibi bel altından vuruyordu.
    Ve bu durum MİT tarafından rapor ediliyor, dönemin Başbakanı Erdoğan’a da iletiliyordu.
    “Paralel Yapı” diye Cemaate demediğini bırakmayan Erdoğan, Fethullah Gülen’in kardeşi Seyfullah Gülen ile ilgili tecavüz (2007/13808 nolu) dosyasını dün kapattırıp bugün yeniden açtırmıyor mu?
    Neler yok ki kitapta…
    MİT’in istihbaratçı adaylarına okuttuğu ders kitabı da, özel hayatları Washington’a not edilen AKP milletvekilleri de, ünlü gazetecilerin nasıl fişlendiği de ilk kez “Mahrem / Gizli Belgelerde Türkiye’nin Sırları” adlı kitapta gün yüzüne çıkıyor.
    Barış Pehlivan ve Barış Terkoğlu’nun kitabı gelecek hafta Kırmızı Kedi Yayınevi etiketiyle okurlarıyla buluşuyor.
    Türkiye’nin yazılamayan sırlarını öğreneceğiniz bu kitap çok konuşulacak…
    ozgur
  3. AKP Kahramanmaraş Milletvekili Celalettin Güvenç'in talebi ile kitaba dair yapılan tüm haberler, sosyal medya paylaşımları ve satış linkleri mahkeme kararı ile kaldırılmış.

    kaynak

    ne anlatıyor mahrem? Amerikan kriptoları ve gizli belgeleri açıklayarak fetö oluşumunu ve akp ile bağlantısını anlatıyor; onlar kendi aralarında kavgaya tutuşmadan çok daha önce hem de.

    ne anlatıyor mahrem biliyor musunuz? S.Ö. adlı 15 yaşındaki bir küçük kıza 84 kişi tarafından tecavüz edilmesine dair dosyanın nasıl kapatıldığını; Fethullah Gülen’in kardeşi S. Gülen’in ve yeğeninin de şüpheli olduğu soruşturma dosyasının üstünün AKP-Cemaat ortaklığıyla nasıl örtüldüğünü. pisliklerinin, rezilliklerinin boyutunu...

    15 temmuz sonrasında mağdur edebiyatına başvuran, cemaatinin sözüm ona masumiyetini savunmaya çalışıp kendilerini "eğitim neferi", "inançlı havari" olarak sunmaya çalışan birine bu kitabı okuyup okumadığını sormuştum. haberi olmadığını söylemişti; kuddusi okkır 'ın, ali tatar 'ın kim olduğunu da bilmiyordu, hiçbir yerde duymamış, okumamıştı, güya...neye inanıyorsanız inanın, kime güveniyorsanız güvenin ama siz okuyun, sorun soruşturun.
    mesut
  4. bakan, milletvekili, bürokrat, askeri yetkili, akademisyen, stk temsilcisi, tarikat ehli, gazeteci... liberali, muhafazakarı, islamcısı, milliyetçisi, sosyal demokratı, eski solcusu... abd elçiliğine, konsolosluğa ötmeyen, malzeme taşımayan yok. sıraya girmiş namussuzlar. boşuna dememişler "anti-emperyalizm namustur" diye...

    derken murathan mungan editi geldi:

    “solcunun eskisinden
    sağcının yenisinden
    ibnenin gizlisinden
    sakla koru yarabbim ”
    mutlu