• youreads puanı (4.15)


  1. izlerken aklıma ilk gelen bu kadının hayranlarının çoğunlukla fakir olduğuydu, hatta aslında ülkenin çoğunluğu fakir, bu kadın da şu an aşağılama cesareti bulduğu sınıfta doğdu, o da fakirdi.
    manken falan olmuş, eline biraz para geçmiş ve görgüsüzlük sergiliyor işte. zengin kız, fakir oğlan aşkına inanmıyor. iki insanın birbirini sevmesi için para gibi kriterler koymuş araya. başkaları da onu sevmek için güzellik kriteri koyar. öyle bir eşya alır verir gibi sevdalıklar yaşarlar, avunurlar... (ki bence çirkin )

    şeyi merak ediyorum ben, güzelliği için sevilmeyi normal bulan insanlar acaba yaşlanıp kırıştıklarında eşlerinin kendilerinden vazgeçmesini, artık eskisi kadar güzel olmadıkları için sevilmemeyi, değer görmemeyi normal buluyor mu? bunu kabul ediyor mu? bir kaza geçirseler, yüzlerinden bir darbe alsalar ve artık çirkin oldukları için terk edilseler, karşı tarafa anlayışla haklısın canım falan diyecekler mi?

    parası için sevilmeyi gayet normal gören insanlar, kişiliklerine hiç değer vermiyor mu ? insanlıkları o kadar mı sevilmeyi hak etmiyor da sevgiyi parayla satın alıyorlar ?
  2. verilen cevap kadar soru da aptalca. öğretmenlerin eşi genelde öğretmendir, doktorların doktor ya da hemşire, ankaralıların eşi ankaralı, izmirlilerin izmirli. ben avukatım eşim mühendis diye gelmeyin şimdi "genelde" dedim. insanlar kendi çevrelerinden insanlarla tanışır kaynaşırlar bu meslek olur, okul olur, şehir olur ama en çok da sosyoekonomik düzeyleri yakın olur. bir mankenin iş adamıyla tanışma anlaşma ihtimali mi daha yüksektir yoksa asgari ücretle çalışan bir işçiyle mi? bu kesinlikle bir aşağılama değil kast sisteminin olmaması sınıf farklılığının olmayacağı anlamına gelmiyor. mankenlerin neden zenginlerle sevgili olduğunu sorgulamak mantıksız.
    tabi bu verilen cevabın trajikliğini değiştirmiyor. en iyisi medeni kanuna bir madde eklensin zenginler fakirlerle evlenmek zorunda kalsın fırsat eşitliği olsun.

    fakirler ölsün porsche'tan selamlar.
  3. kadının lafına diyecek bir şeyim yok. en azından dürüstmüş. hakikâti olduğu gibi söylemiş ancak üzerinde durulması gereken esas nokta şudur: bu manken olduğu söylenen şahıs neden üniversitede söyleşiye çağrıldı? bununla neyi söyleşeceksiniz? bunun, icra ettiği mankenlik mesleği dışına ne gibi bir vasfı var?