1. türkiyenin önde gelen bilim kurgu yazarlarından.
  2. tüm emareler gösteriyor ki her an ankara büyükşehir belediyesi "eski" başkanı olabilir.

    bu arada başlık eksik açılmış. başında "i" yok.
  3. istanbul belediye başkanlığı koltuğu boşken , eski ankara büyükşehir belediye başkanı olması bir istanbullu olarak beni biraz korkutmuştur.
    adam hamamböceği gibi . dünya yıkılsa o kesin kalır.
  4. bu yaz yillar sonra gordugum bir akrabam ile bir araya geldik. evimizin balkonunda bizlere vaaz vermeye basladi. tabii yasindan dolayi dinliyoruz. kendisinin yerel gazetelerde yazilari cikar ve birkac siir kitabi mevcut. o yuzden birazda saygimiz var ailecek. okumus yazmis insan nasil olsa diyoruz. konu siyasete ister istemez geldi ve o gereksiz uslubu ile kisa hikayelerle, dini menkibelerle 15 temmuz guzellemeleri yapmaya basladi. olmadi cevresindeki insanlari fetocu olmakla sucladi, hizini alamadi bir de yazdigi siiri okudu ki okurken dayanamadim guldum. kendi oglu da cemaat okullarinda okumustu. guldugumun farkina varmis olacak ki mikrofonu bana uzatti... sen ne yapiyorsun? ne dusunuyorsun bu konu hakkinda diye fikrimi sordu. ne diyeyim fetoyu basimiza musallat edenlerin hic mi sucu yok dedim. demez olaydim. yine sacma bir fikra ile konuyu aldatildik, mecbur kaldik olayina bagladi. ben de bos bulundum konusmanin basinda fetocu diye yaftaladigi arkadaslarinin da kandirilmis oldugunu soyledim. her fetocu isinden olacaksa tum kandirilanlar isinden olsun dedim. baktim ortalik karisacak sesini yukseltmeye basladi ne demek istiyormusum vs. ben de "melih gokcek fetodan iceri atilmadigi surece kimse beni feto ile mucadeleye inandiramaz, once onun gitmesi gerek " dedim. birden ayaga kalkip "hadi gidiyoruz hanim" dedi. "alabiliyorsaniz siz alin gorevden" diyerek kalktilar.

    uzun lafin kisasi melih gokcek benim icin feto ile mucadelenin olmazsa olmazidir. o gitmedigi surece inanmam dedim, simdi gorevden alinacagina dair soylentiler var. oyle bir noktaya geldi ki darbe ve feto olaylarinin uzerinden neredeyse 2 yil gecmis ve melih gokcek atilacak soylentisi yeni ayyuka cikti. bu geride kalan 2 yilin hesabini kim verecek? ankara'da yolsuzlukla gecen 25 yilin hesabini kim verecek? buna goz yumanlardan hesabi kim soracak? aklimda deli sorular...

    gec de olsa bir yerden baslanilacak olmasi bile sevindiriyor artik ne yapalim. bu da olumlu...
  5. adam gideceği vakit bile oğlu osman'ı düşünüyor, velet depresyona girdi, sahipsiz kaldı ortamlarda, sen git ato başkanı osman olsun diye sekiz bin şirket kurdur millete sonra bir kararla, en az üç yıldır aktif olmayan şirket ato seçimlerinde oy kullanamaz desinler. çeyrek asır yedi yedirdi biriktirdi ama bence çekip giderse bu diyarlardan gözü açık gidecek oğlu osman işsiz güçsüz kalacak, yazık oldu osman'a...
  6. artık elinde ne kozlar var bilmediğimiz, sadece belediye başkanı olmayan kişi. artık o elindeki neyse kendi avanesini titreten adamı yola getirmeyi başarmış görünüyor
  7. tam olarak 27 mart 1994 tarihinden beri ankara'da belediye başkanı olan ve bugün itibariyle (birkaç saat önce) "benim davamda emir demiri keser" (mealen gücü gücü yetene) diyerek görevinden istifa ettiğini açıklayan şahıs.

    gerçekten istifa edeceğine inanmakta güçlük çekiyordum ve son anda yine bir katakulli çevirir diyordum. kapılı kapılar ardında neler döndü bilemiyoruz. ama parselledikleri ve söğüşledikleri yanına kâr kaldı ne yazık ki şimdilik. ankaralılar olarak hakkımızı helâl etmediğimiz gibi, bir gün yaptıklarının tek tek hesabını vereceği günleri umutla bekliyoruz.

    yerine gelme ihtimali olan adaylar konusunda (akp'nin şehircilik, belediyecilik ve rant politikaları düşünüldüğünde) pek umutlu olmasam da gelenin gideni aratmayacağını sanıyorum. haydi hayırlısı.

    kaynak

    ayrıca (bkz: ethem sarısülük)

    ethem’in acısına gökçek pankartı
  8. az önce istifa konuşmasını izliyorduk. " bizim davamızda emir demiri keser." deyince yanımda biri " bu da herkese kapak olmuştur heralde" dedi. bunun övünülecek bir şey olduğunu sanıyorlar insan gerçekten gayret ediyor.
    kurtarın beni.
  9. kendisi ile aynı semtte doğmuşum. sizin bahsettiğiniz ankara büyükşehir başkanlığından çok daha fazla başkanlığına şahit oldum. zira ankara öncesi de anap zamanı keçiören belediye başkanı idi. o semtte doğduğumdan beri 18 sene yaşadım. kendisi park ve çocuklara top dağıtma sevdalısı idi. bütün keçiören halkını bir gün 19 mayıs stadına topladı, konser eğlence vb bir etkinlikti. asıl amaç ise dönemin başbakanı turgut özal'dan 5 milyon tl isteyip keçiören'i ihya edicez şeklinde halkı da inandırmıştı. bütün mahalleli o parayı keçiören için istiyorduk ama neden istediğimizi bilmiyorduk. muhtemelen 1985-1986 yılları idi. stada turgut özal geldi. melih gökçek'in bugünkü ifadesinden hiç bir farkı yok tebessüm aynı, gözlük aynı, saçlar aynı. söze girdi "sayın başbakanım keçiören için sizden 5 milyon tl istiyoruz." özal o parayı tabiki vermedi, size verirsem bütün ilçeler ister yada niye vereyim belediyelerin başbakandan toplum huzurunda para istemesi nerede görülmüş mü dedi hatırlamıyorum. bizler parayı alamamış keçiören halkı olarak evlerimize geri dönmüştük ama gökçek bizi unutmamış. ilkokul ziyaretleri düzenlemişti, başarılı öğrencilerden biri olarak bir eşofman takımı hediyesini almıştım ama ilkokul 1 öğrencisine de aynı takım ilkokul 5 öğrencisi de aynı takımı vermişti. small large ayırımı yok. mutluydum eşofmanım olmuştu. eve sevinç içinde geldim ancak ne olduysa eşofmanı evde giymemle orta astarı cartttt diye yırtıldı. moralim bozuldu tayt kıvamında bir eşofmanım olmuştu. o zaman çocuk aklımla anlamamıştım ama hafızayı yoklayınca anlıyoruz ki yaptım olduculukla belediye başkanlığını yıllarca yürüten bir zat. bu zat-ı ankara halkının o koktuktan indirmesi gerekirdi kısmet olmadı. tayyip erdoğan bu seçimi de kazanmış oldu.