yavaş yavaş olayların kasveti içinde kendimizi bulduğumuz,baştan sona sürekliyici bir polisiye- gerilim cinayet romanı.christchurch'ün gri atmosferi, tate'in çalkantılı kariyeriyle birlikte bizleri garip olaylara doğru götürüyor.görsel tasvirin bir kafa kameramasıyla ordan oraya, ordan oraya birinci şahıs gözünden anlatılması, orijinal bir katil.katilin bozguna uğrattığı hayatlar ve aileleri arasında dedektifin kendi hesaplaşması, yaptığı işin istatistiklerden öte, bir hayat kurtarmak veya kurtaramasa bile olayları aydınlatabilmek adına bir şövalye edasıyla and içmesi ve bunu toplumda oluşmuş şiddet ve cinayetin rutinleşmesine tepki gösterircesine işiyle harmanlaması ortaya muhteşem bir şey çıkarıyor. zaman zaman, üzülüyor, çoğunluklaysa kendimizi ipucu arayan o adamın ta kendisi olarak buluyoruz.ayrıntılardan ayrıntılara doğru koşarken, peder'in ramiz dayı kıvamındaki aforizmalarıyla bakış açımız izini sürdüğümüz olaylara eşlik ediyor.

yeni zellandalı yazar'ın özgün, titiz ve usta kaleminden çıkan bir eser.