-
sana bu mektubu tertemiz bir mezbahadan yazıyorum dostum
kanların sıçramadığı,
kan kanallarından tertemiz aktığı
hayvanların boğazlanmadığı,
şoklanarak öldürüldüğü
tüm uluslar arası standartlara uygun bu mezhabadan
sana tertemiz ölümler yolluyorum
bir laboratuar hassasiyetiyle
yönergelere bağlanmış bir disiplinle
testler, el değmeden paketlenmiş hücreler
naylon kıyafetler, yükleme rampaları, sağ kalçaya vurulmuş mavi bir mühürle
her gün biraz daha soğuk
her gün biraz daha ölüm bir teknolojiyle
gökyüzünü ve toprağı hiç tanımamış bu hijyenikcesetlerle;
nasılsın, iyi hissediyor musun? alıştın mı mutsuzluğuna?
yoksa hala mücadele mi ediyorsun?
yeni bir hap çıkmış dostum,
dünya ölüyor döndüğü yerde,
sen mutlu oluyorsun.
sana bu mektubu adolfun kalbinden yazıyorum dostum.
kalbimi söküp kopardığım
yerine kapkara bir boşluk
yerine öğrendiğim öldürme biçimleri
yerine bilerek gevşek bırakılmış bir ilmek
yerine ben yalnızca emirleri uyguluyordum dediğim yerden
sana kapkara bir kalp bırakıyorum
güneş doğdu elbet
şiir yazılmaya devam etti
sabahları bile sevdik dostum
onca ölümün üzerine doğmuş sabahları
ilerleme diyoruz adına bir şeylerin
ben kendi adıma memnunum da biraz
en azından çok değil, iki yüz yıl önce
savaşın kötü bir alışkanlık olduğunu kimse düşünmüyordu
artık düşünüyoruz öldürmeye de devam ederek
yepyeni öldürme biçimleri
bu tertemiz mezbahada dostum
geride tek bir canlı hücre dokusu bırakmadan öldüren bombalar
adına ilerleme diyoruz bir şeylerin
önümde gaz ve toz bulutu içinde meydanlar
yine de ilerliyoruz dostum
yüzüme taktığım maskenin ardında
hareket eden canlı bir şeyler var
öldürmemeyi öğreneceğiz elbet
biraz daha öldürmek zorunda olarak
sana bu mektubu bir otoban yalnızlığından yazıyorum dostum
yeryüzü kederinden, dünya acısından
dinlenme tesisinde çalışan ölü yüzlü garsonun umursamazlığından
ama kalbimi söküp kopardıkları yerde
gülmeyi çok özlemiş kalabalıklar
ben bir nazi subayından arta kalan neyse oyum dostum
umutla kanser arasında
terminal bir bedenle bir filiz arasında
bir gulag sürgünüyle bir bahar sürgünü arasında
yaşamı ve ölümü tutuyorum ellerimde
ağacı ve baltayı
mikrobu ve aşıyı
sana bu mektubu
başlangıçla bitişin içiçe geçtiği
bir pazar sabahından yazıyorum dostum