1. 1942 doğumlu avusturyalı yönetmen. benim için bir sinema tanrısı.

    bu kadar çok sevmemin nedeni belki de hepimizin içinde varolan ancak yüzleşmeye korktuğumuz karanlık taraflarımızı büyük bir ustalıkla ortaya dökmesi ve kaçacak yer bırakmamasıdır. her filmi bende derin izler ve zihnimde yıkıcı sahneler bırakarak sonlanır, üzerine zaman eklendikçe değerlenir ve güçlenir.

    haneke öyle bir yönetmendir ki, sizi koltuğunuzdan kaldırır ve sahnelere dahil eder. artık yalnızca bir sinema seyircisi değil aynı zamanda kendi hayatınızı ekrandan izleyen bir oyuncusunuzdur da. bizi rahatsız edenlerle yüzleşmenin, acımasızlığın, kentli ikiyüzlülüğünün, yabancılaşmanın, yalnızlaşmanın, yozlaşmanın, ölüm ve yaşamın yani aslında salt ve acımasız gerçeğin sinemadaki karşılığıdır haneke. insanın kusurlu ve kötü olduğuna inanan ve bunu gözümüze sokmaktan çekinmeyen bir yönetmendir. derdi ağlatmak, üzmek değil rahatsız etmek ve bunu iliklerimize kadar hissettirmektir. travmatik sahneler ve etkileme konusunda tam bir ekol olan haneke, oyuncu seçiminden masadaki çatala kadar son derece titiz ve detaycıdır. işine aşık olduğundan mütevellit, aşık olduğum filmlerin yönetmenidir.

    sonuç olarak; haneke huzursuz seyirler diler...