1. asıl adı; Michelangeli di Lodovico Buonarroti Simoni'dir.

    italyan heykeltıraş; rönesans döneminin en ünlü isimlerinden birisidir. en tanınmış eserlerini henüz 30 yaşına gelmeden tamamlamış olan üstat, 89 yaşına kadar yaşamıştır. hem kendi döneminde hem günümüzde herkesin hayranlık duyduğu bir çok eser bırakmıştır ardından.

    dönemin en büyük ressamlarından biri olarak görülse de o kendini heykeltıraş olarak nitelendirmiştir çoğu zaman... aynı zamanda mimari konusunda ve edebiyat alanında da eserleri bulunmaktadır.

    6 yaşında annesini kaybeden üstat, 13 yaşında dönemin ünlü ressamı Domenico Ghirdaio’'nun yanında resim öğrenmiştir.hem ustasının, hem de Giotto ve masaccio gibi ressamların çalışmalarının kopyalarını yapan michelangelo; en çok massacio'nun eserlerinden etkilenmiştir.

    dönemin floransa duka'sı^:kimi batı ülkelerinde prensten sonra gelen en yüksek soyluluk sanına sahip kimse^ lorenzo di medici ile bu dönemde tanışmış; zekası ve yeteneğiyle duka'nın dikkatini çekmiştir. michelangelo'yu kendi sarayına alan medici, onunda evlatlarıyla birlikte eş eğitim almasını sağlamıştır. saray koleksiyonunun başında olan ve tunçtan heykeller üzerinde çalışmalar yapan Bertoldo di Giovanni'den de heykel konusunda bilgiler edinmiştir.

    bu dönemde saray cerrahı ile birlikte kadavraları inceleme şansı bulan michelangelo, insanların kas sistemini daha yakından görebilmesi sayesinde oluşturacağı eserlerinde bu bilgileri ustaca kullanacak ve günümüzde bile hala adından bahsettirecek bir üstat haline dönüşecektir.

    en önemli eserlerinden birisi olan "davut heykeli" ni yaptığında henüz 26 yaşındaydı. Agostino di Duccio'nun 40 yıl önce yapmaya başladığı bu mermer heykel yarım bırakılmış ve mermeri üst sınıf olan bu heykeli tamamlamaya kimse cesaret edememiştir. heykelin kusursuzluğunu bir kenara koyacak olursak, böylesi güzel bir eseri 26 gibi genç bir yaşta tamamlamış olması büyük bir başarıdır.

    bir diğer harika eseri ise papa ikinci julius'un mezarı için yaptığı "musa'nın hükmü'dür" rivayete göre sanki her an ayağa kalkacakmışcasına, o kadar gerçek gibi durmaktadır ki; michelangelo'nun eserini tamamladıktan sonra heykele "konuşsana" diye seslendiği söylenir.

    ve sistine şapel'i girişindeki o muhteşem eseri olan "mahşer günü" freski^:kireç suyunda eritilmiş madeni boyalarla, yeni sıvanmış olan ıslak bir duvar yüzeyine resim yapma tekniği.^ ne yazık ki bir çok sansüre maruz kalmış bu eser için yine rivayet edilene göre; papa biraz daha düzgün yapılması için haber göndermiş ve üstat şöyle bir çıkış yapmıştır.

    "papa’ya söyleyin, bu küçük bir mesele ve kolaylıkla uygun hale getirilebilir. Önce kendisi yaşadığımız bu dünyayı uygun ve yaşanılır bir hale getirsin, sonra da bu tablo da aynı uygunluğa girecektir.” dediği söylenir.


    bir diğer önemli eseri ise yine herkes tarafından bilinen adem'in yaratılışı fresk'idir.


    en bilinen eserlerinden birinden daha bahsederek konuyu toplamak isterim. pieta

    bu heykel fransız piskopos jean bilheres tarafından, san pietro'daki mezarı için yapılmıştır. ince işçiliği ve güzelliğinin yanı sıra bu heykeli önemli kılan nedenlerden biri de ilk defa meryem ana ve hz. isa'nın bir arada heykelinin yapılacak olmasıydı. konu son derece hassas olduğu için, heykel yapılmadan önce piskopos ve michelngeo arasında heykel'in nasıl bir görünümü olacağı üzerine yazılı anlaşma yapılmıştır.

    çağının ötesinde görüp düşünebilen bu müthiş üstadın roma'nın yeniden inşa edilmesinde emeği büyüktür. aradan yıllar geçmiş olmasına rağmen saygı ile anılır...