• izledim
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (8.65)
mr. nobody - jaco van dormael
başlıkta bahsi geçen bay hiçkimse, 2092 yılında dünyada kalmış son ölümlü olan 117 yaşındaki némo adlı bir adam. ölüm döşeğindeki némo genç bir çocukken bir peronda durduğunu hatırlar. tren kalkmak üzeredir. annesiyle birlikte mi gitmeli, yoksa babasıyla mı kalmalıdır? bu karar, sonsuz sayıda olasılığı doğuracaktır... ve pek çok gezegen, iki ölüm ve sevilecek kadınlar....


  1. olası yaşamların her birinden ayrı bir film çıkar da hepsini bir arada çekmek yürek ister. hem kurguyu oturtacaksın, hem de görüntü ve ses yönetimini şahlandıracaksın, ohoo, büyük iş. sigara dumanını sigaraya geri döndürmüşler.

    seçim mi, rast mı?
  2. Havada kalan bir iki nokta olsa da ben filme yapılan hem ''çok iyi, çok güzel'' hem de ''çok özgün, çok karışık'' yorumlarının abartı olduğunu düşündüm film boyunca. Çok severek izledim, beğendim o ayrı ama o kadar, fazlası değil.

    Bol spoiler olacak ona göre;

    !---- spoiler ----!

    Film boyunca bazı filmleri hatırladım ama hatta kendimce ciddi bir Donnie Darko göndermesi sezdim filmde. Filmi izlerken aklımdan geçen diğer filmler şunlardı;

    1- Donnie Darko(2001)
    Zamanda yolculuk, kimilerine göre astral seyahat, seçimlerin hayata/kadere etkisi vb. yönleriyle bu filmi andırdı bana ki Donnie Darko en sevdiğim filmlerdendir. ''Wake up'' repliği ve bir sahnedeki el sallama hareketi de bana Donnie Darko göndermesi gibi geldi.

    2- The Butterfly Effect (2004)
    Bu filme en çok benzeyen film. Ama onda daha lineer bir kurgu vardı. Kahramanımız bir karar verir sonuçlarını görür, tekrar başa döner başka bir karar verir onun sonuçlarını görür vs. diye devam ediyordu film. Sonunda bir vazgeçişle kaderi yeniyordu ya da belki de atlatıyordu diyelim. Mr. Nobody filmi boyunca hep bu filmi anımsadım.

    3- The Time Traveler's Wife(2009)
    Özellikle romantik yanlarıyla bu filmi anımsattı bana Mr. Nobody

    4- Eternal Sunshine Of The Spotless Mind(2004)
    Kurgudaki karmaşıklık sebebiyle bu filmi sevmemiştim ben genelin aksine. Çünkü bana gereksiz bir karmaşa gibi gelmişti o kurgu. Mr Nobody ile bu film arasında bu benzerliği kurdum işte. Gereksiz yere biraz fazla karıştırılmış işler. Ama diğer yandan Mr Nobody, bana göre bu filmden çok daha ince bir işçiliğe sahip kurgu konusunda.

    5- The Time Machine (2002)
    Bu filmle ilgili bağlantı kurduğum tek nokta kaderin yenilmezliği. Nasıl bir seçim yaparsan yap olacak olan olur mantığında başlıyordu bu film. Sonrasında da zaten kaderin ne olduğunu çözmek için yolculuk yapmaya başlıyordu adamımız.

    Cem Yılmaz' ın bir röportajında şunu duymuştum. Airplane isimli 1980 yapımı animasyonun 20. yılı şerefine bir etkinlik yapılmış. Yapımcılar, filmin hayranlarıyla bir araya gelmişler falan. Orada insanlar yapımcılara, ''falanca sahnede Hitler göndermesi vardı değil mi?'', ''Şu sahnede böyle bir şey düşünmüştünüz değil mi?'' vs. gibi sorular sorunca yapımcılar birbilerine bakıp ''film bizden çoktan çıkmış, bizim aklımıza bile gelmedi bu söylenenler'' demişler. İşte benim kendimce yakaladığım bu benzeşmeler de aslında yönetmenin aklının ucundan bile geçmemiş olabilir.

    Filmi çok severek izledim, dolayısıyla her ne kadar girişte filmi eleştiriyor gibi görünsem de asıl eleştirdiğim şey filme yapılan yorumlar aslında. Övülecek çok şey var filmde. Bir kere işçilik bana göre kusursuz. O kadar güzel geçiş sahneleri var ki durdurup tekrar izleyesim geldi bazılarını. Bir eleştiri yapacaksam bu sadece gereğinden fazla uzun olması ve gereğinden fazla karmaşıklaştırılması üzerine olabilir.

    Öncelikle bu şema burada dursun;
    https://tr.wikipedia.org/wiki/Bay_Hi%C3%A7kimse#/media/File:Mr-nobody-445216.png

    Şema da incelendiğinde Kelebek Etkisi(The Butterfly Effect) ile neden ve nasıl bu kadar bağlantı kurduğumu iki filmi de izleyen herkes anlayacaktır sanıyorum. Seçim ne olursa olsun sonucunda işler pek de yolunda gitmiyor. O halde seçim yapmamak ya da daha radikal bir seçim yapmak gerekiyor. İki filmde de bu oluyor işte. Bu açıdan bakınca da yumurta kaynatan adamın neden olduğu yağmurun felaket doğurması gibi ilk başta gereksiz abartı gibi duran şeyler göze batmıyor çünkü filmin asıl söylemek istedikleri yaşanan olaylardan daha bağımsız şeyler. Yoksa geçmişteki ilkel insan sahnesi ya da gelecekteki Mars sahnesi fazlasıyla absürddü bence.

    Film, kahramanımız ile özellikle asıl kız ile arasında yaşanan ilişki yönünden eleştirilmiş, 15 yaşında iki çocuğun bu sahneleri çekmesi pornografik bulunmuş falan gibi bir şeyler okudum. Zıravlık bence, hiç kale almıyorum bu tarz eleştirileri. Ayrıca çok tutkulu, çok sevimli, çok gerçek sahnelerdi. Muazzamdı, olması gerektiği gibiydi.

    Havada kalan 3 noktaya değinmek istiyorum. Filmin ne olduğunu hepimiz anladık aslında. Her ne kadar anlamamamız için ekstra çaba sarf edilmiş gibi dursa da küçük bir çocuğun yaptığı/yapmadığı seçimlerin sonuçlarını karışık bir sırayla izliyoruz. Havada kalan ilk nokta çocuğun gerçekte neyi seçtiği sanıyorum. Çoğumuz buraya takıldık. İkinci nokta ise 2092 yılında ne olacağı? Yani zaman geri mi akmaya başlayacak? Üçüncü olan ise adamımızın adının Bay Hiçkimse olması, hiçbir seçim yapmamasından mı kaynaklanıyor? Seçim yapmıyor, seçim yapmadığı için ölmüyor, çünkü var olmuyor, geçmişte bir noktada zaman onun için duruyor, doğru seçimin ne olduğuna karar verdiğinde zaman tekrar akmaya başlıyor, bu sırada paralel evrenlerden birinde 100 küsür yaşındaki adamımız(yani bizim tanık olduğumuz, izlediğimiz adam) ölüyor çünkü yapılan seçimle artık o paralel evren kapanıyor. Sayısız paralel evren seçim yapılmadığı sürece varlığını korur, seçim yapıldığında bir tanesi gerçek olur ve gerçek olan da bizim 100 küsür yaşındaki adamımızın olduğu evren değil. Biz film boyunca seçimden sonra hiç var olmayacak bir evrenden izliyoruz olan biteni. Benim anladığım bu. ''Bu hayatımın en mutlu günü'' derken de seçimle birlikte var olacak evrendeki halini kastederek söylüyor bunu. Keza bu mantıkla bakınca zamanın geri akması da normal. Çünkü seçim yapıldığında diğer paralel evrenler yok olacağından zaman o evrenlerde geriye doğru akıp seçimin yapıldığı ana kadar gidecek. Bu konularda çok bilgim olmadığından bilgisizlikten aldığım cesaretle de bu kadar iyi anladığımı sanıyor olabilirim bu filmi.

    Son olarak, filmin müzikleri harika. Son zamanlarda hiçbir filmin müzikleri beni bu kadar etkilememişti.

    !---- spoiler ----!